Ankara Barosunun Alman IRZ Vakfı ve Alman Federal Barolar Birliği işbirliği ile düzenlenen, “Avrupa Birliği ve Türkiye’de Avukat Hakları” konulu panelde sunum yapan Alman meslektaşlarımızdan birisinin bahsettiği konu dikkatimi çekti. Avukatların mesleki faaliyetlerini duyururken kullanabilecekleri akademik unvan ve uzman avukatlık belgesi gibi bilgilerin yanında bildirebilecekleri kalemler arasında, sahip olunan mesleki sorumluluk sigortası da var. Bir avukat veya avukatlık ortaklığı mesleki faaliyetleri sırasında hatalarından kaynaklanan bir olay nedeniyle oluşabilecek zararlara karşı, müvekkillerinin maddi çıkarlarını teminat altına almak için “mesleki mesuliyet sigortası” yaptırabilmektedir. Ülkemizde Avukatlık mesleği için henüz zorunlu hale getirilmemiş ve yaygınlaşmamış olmasına rağmen konuya ilişkin yasal düzenlemeler mevcuttur.
Peki Türk avukatlar Alman meslektaşları gibi yaptırdıkları mesleki mesuliyet sigortasını ve teminat tutarını kartvizitlerinde, antetli kağıtlarında duyurabilecekler midir? Öncelikle Almanların neden bunu deklere edilebilir unsurlardan birisi olarak kabul ettiklerini düşünmek gerekir. Bana kalırsa, sigorta yaptırmış olmanın duyurulabilmesine izin verilmesinin öncelikli amacı, avukatları mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaya özendirmek ve bu teminatı kendi müvekkillerine sağlayanlar ile sağlamayanlar arasında pozitif ayrımcılık gözetmektir. Zamanla gelişen bilinçle birlikte, kişilerin avukat seçiminde tercih nedeni olarak bu unsuru aramaları sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu sigorta türü her ne kadar avukatlar için kısa vadede maddi külfet oluştursa da gerek avukatlara ve gerekse iş sahiplerine sağladığı güvence nedeniyle hukuki güvene hizmet etmektedir.
Peki bir Türk avukat mesleki sorumluluk sigortası yaptırsa ve sigortasının olduğunu ve teminatın tutarını antetli kağıdının en altında küçük harflerle yazsa ve bu kağıtları tüm yazışmalarında ve dilekçelerinde kullansa ne olur? Muhtemelen tarafı olduğu bir davada diğer taraf vekili tarafından hemen farkedilecek olan bu konu, duyulan lüzuma göre reklam yasağı ihlali olarak değerlendirilerek şikayete konu yapılabilir. Çünkü avukatlar diğer meslektaşlarına karşı haksız rekabet oluşturacak şekilde, kendisine iş temin etmek maksadıyla her türlü her türlü girişimden kaçınmak zorundadır. Acaba mesleki mesuliyet sigortası ile teminat altına alındığını bildirmek bu kapsamda değerlendirilebilecek midir? Reklam yasağı yönetmeliğinin incelenmesinden bu konunun açıkça düzenlenmediğini anlıyoruz. Ancak konu genel hükümlere göre bir yasak ihlali olarak değerlendirilebilir.
Ülkemizde bu konudaki bilincin henüz gelişmemesi ve sigorta yaptıranların sayısının çok az olması nedeniyle, sigortalı olmanın bir ayırt edici unsur olarak duyurulmasında da yarar görülmeyebilir. Ayrıca mesleki mesuliyet sigortasının zorunlu hale gelmesi halinde de duyurmak bir ayırdedicilik sağlamayacaktır. Ancak konu Almanların düzenleme amaçları açısından düşünüldüğünde bizim açımızdan da netleştirilmesi gereken bir duruma dönüşmektedir. Avukatlık Mevzuatını geliştirilmesi için atılacak adımlar sırasında bu konu dikkate alınarak, eğer mesleki sorumluluk sigortasının yagınlaşması gibi bir politika gözetilecekse, sigortalılığın avukatların iş ve mesleklerini duyururken kullanabilecekleri kalemler içerisinde düzenlenmesi gerekecektir.
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments