Türkiye ‘de Yatırım Ortaklıkları

GİRİŞ

Yatırım ortaklıklarının inceleneceği bu çalışmada aşağıdaki başlıklar ele alınacaktır:

  • Yatırım ortaklıklarının tanımı, kısa tarihçesi
  • Yatırım ortaklıklarının işlevleri ve kuruluş şartları
  • Yatırım ortaklıklarının yönetim ilkeleri ve yapamayacakları işler
  • Yatırım ortaklıklarının kar dağıtımı ve bilgilendirme zorunluluğu

Gelecek kaygısıyla saklanan değerler, ticari kazançlar ve birikimler gerek değerlerinin korunması gerekse işletilmeleri suretiyle yeni değerler yaratılması ihtiyacı, yatırım yapmanın da gerekliliğini doğurmuştur. İnsanlar ve tüzel kişilikler tercihlerine göre gayrimenkule, devlet veya özel şirket tahvillerine, kıymetli madenlere, hisse senetlerine yatırım yapabilmektedirler. Ancak bu yatırım araçlarının her birindeki kendine özgü riskler ve piyasalardaki dönemsel dalgalanmalar yatırımın korunması için uzmanlaşmış kurumları ihtiyaç haline getirmiştir. Gerek birikim miktarının azlığı gerekse bu birikimi değerlendirme konusundaki bilgi eksikliği kişileri bu uzman kişi ve kurumlar aracılığı ile yatırım yapmaya yönlendirebilmektedir.
Küçük tasarruf sahiplerinin sermayelerinin uzman kişilerce riskin dağıtılması ilkesine uygun olarak değerlendirilmesi, bunların sermayelerini bir araya getirmeleri ile, yani müşterek yatırım ile sağlanmaya çalışılmaktadır[1].
Adı geçen bu müesseseler kendilerine emanet edilen sermaye ile uygun yatırım yapmakta ve aynı zamanda sermaye sahiplerini de toplam sermaye ve gelirine ortak etmektedirler[2].

Türk hukukunda yatırım fonları ve yatırım ortaklıkları olarak karşımıza çıkan bu müesseselerin amaçları, yatırımcılardan toplanan paraların uzman portföy yöneticileri eliyle, azami gelir amaçlanarak, riskleri mümkün olduğunca dağıtılarak değerlendirilmesi olmakla birlikte, bu iki kurum, yatırımcılarıyla olan ilişkilerinin hukuki niteliği açısından farklılıklar arz ederler.


BİRİNCİ BÖLÜM

YATIRIM ORTAKLIKLARININ TANIMI, TARİHÇESİ VE TÜRLERİ

A – Yatırım Ortaklıklarının Tarihçesi Ve Tanımı

1 – Tanım

Doktrinde yatırım ortaklıkları; aşağıdaki unsurlarla tanımlanmıştır.Buna göre yatırım ortaklıkları;
a)Halktan topladığı sermaye ile,
b)Riskin dağıtılması prensibine göre,
c)Çeşitli yatırım araçlarına yatırım yapan şirketleri ifade etmektedir[3].

SPK. m. 35 ‘e göre: “Yatırım ortaklıkları sermaye piyasası araçları, gayrimenkul, altın ve diğer kıymetli madenler portföylerini işletmek amacıyla kurulan anonim ortaklıklardır.”

2 – Tarihçe

a)Dünyada
Tarihteki ilk yatırım şirketi olarak Hollanda Kralı Wilhelm tarafından 18 Ağustos 1822 ‘de Brüksel ‘de kurulan “Société générale des Pays-Bas” gösterilmektedir[4]. Ancak bu şirket esas olarak merkez bankası görevi yapmış, kamu yatırımlarının finansmanında büyük rol oynamış ve klasik manada bankacılığı ikinci planda tutmuştur. Ancak çeşitli şirket ve işletmelerin kurucusu, finansörü ve ortağı olması ve özellikle hisselerinin başka işletmelerin menkul kıymetlerini temsil etmesi, tarihteki ilk yatırım şirketi olarak nitelendirilmesine yol açmıştır[5].

b)Türkiye ‘de
Türkiye ‘deki durumu SPK. öncesi ve sonrası olarak değerlendirmek doğru olacaktır. SPK. ‘nun yürürlüğe girmesinden önce de riskin dağıtılması esasına göre çeşitli yatırım araçlarına yatırım yapan ve yatırım ortaklıklarıyla aynı amaçları taşıyan şirketler faaliyet göstermekte idiler. Bu şirketler ana sözleşmelerindeki amaçlar kısmına “her türlü hisse senedi alım satımı” nı mümkün kılan ifadeler ekleyerek faaliyetlerini sürdürüyorlardı. Ancak SPK. ‘nun yürürlüğe girmesiyle birlikte, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kendisine onay için gelen şirket ana sözleşmelerinde “menkul kıymet ticareti” anlamına gelen faaliyetlerin yazılmasını kabul etmemiştir. Gerekçe olarak da söz konusu faaliyetleri SPK. ‘na göre kurulacak şirketlerin yürütebilecek olması gösterilmiştir[6]. Türkiye ‘de bugün itibariyle;

  • 33 adet menkul kıymet yatırım ortaklığı,
  • 13 adet gayrimenkul yatırım ortaklığı,
  • 2 adet risk (girişim) sermayesi yatırım ortaklığı olmak üzere toplam 48 adet yatırım ortaklığı faaliyet göstermektedir[7].

B – Yatırım Ortaklıkları Mevzuatı, Türleri Ve Yatırım Fonlarından Farkları

1 – Mevzuat
Mevzuatımızda yatırım ortaklıklarını direkt ya da dolaylı olarak ilgilendiren hükümler bulunmaktadır. Yatırım ortaklıkları esas olarak SPK. ‘ da düzenlenmektedir. Yatırım ortaklıkları, hukukumuzda ilk olarak, Sermaye Piyasası Kanunu ‘nun 31, 35, 36 ve 39. maddelerinde düzenlenir. 31 maddede ‘de yatırım ortaklıklarının sermaye piyasası kurumlarından birisi olduğu, m. 35 ‘de yatırım ortaklıklarının faaliyetinin kapsamı, m. 36 ’da yatırım ortaklıklarının kuruluşu ve faaliyet şartları düzenlenmiş bulunmaktadır.

Yatırım ortalıkları esas olarak SPK. ‘da düzenlenmesine rağmen aynı kanununun m. 35 ‘de sadece anonim şirket olarak kurulabileceklerinin düzenlenmesi nedeniyle, SPK. ‘da hüküm bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu ‘nun anonim şirketlere ilişkin hükümlerine tabi olmasına yol açmıştır. Türk Ticaret Kanunu ’nun kırk beş ayrı maddesinde düzenlenmiş bulunan anonim şirketlere ilişkin düzenlemeler, SPK. ‘da hüküm bulunmayan durumlarda yatırım ortaklıkları için de geçerli olacaktır.

SPK. ‘nun 36. maddesinin ikinci fıkrası ile yatırım ortaklıklarına ilişkin birçok konudaki düzenleme yetkisi Sermaye Piyasası Kurulu ‘na bırakılmıştır. Buna göre aşağıda adı geçen konular Sermaye Piyasası Kurulu tarafından tebliğlerle düzenlenebilecek konulardır:
Yatırım ortaklıklarının;

  • ·Portföylerinde bulundurabilecekleri kıymetler ve türleri,
  • Değerlendirme esasları,
  • Portföy sınırlamaları,
  • Yönetim ilkeleri,
  • Kar dağıtım esasları,
  • Saklama usul ve esasları,
  • Tabi olacakları yükümlülükler,
  • Tasfiye ve sona erme esaslarına ilişkin düzenlemeler Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenecektir.

Bu yasa hükmü çerçevesinde bu güne kadar Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aşağıdaki tebliğler çıkarılmıştır:

  • 31.07.1992 tarih ve seri: VI, 4 numaralı Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği[8].
  • 08.11.1998 tarih ve seri: VI, 11 numaralı Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği[9].
  • 20.3.2003 tarih ve seri: VI, 15 numaralı: Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği[10].

2 – Türleri
SPK. ‘nunda ve Sermaye Piyasası Kurulu tebliğleri ile üç çeşit yatırım ortaklığı türü düzenlenmiştir:

  • Gayrimenkul yatırım ortaklığı,
  • Risk (Girişim) sermayesi yatırım ortaklığı,
  • Sermaye piyasası araçları ve kıymetli madenler yatırım ortaklığı.

Yukarıdaki ayrım, yatırım ortalıklarının portföylerinin içeriğindeki yatırım aracı türlerine göre yapılmıştır.

Ancak doktrinde yatırım ortaklıklarının açık ve kapalı tür yatırım ortaklıkları olarak sınıflandırıldığı da gözlemlenmektedir[11]. Açık türden (open – end) kastedilen yatırım ortaklığının sermayesinin değişken olduğu ve istenildiği anda ortaklıktan çıkmanın ve ortaklığa girmenin mümkün olduğu türdür. Buna karşılık kapalı türde (close – end) sermaye sabit olup, bu tür yatırım ortaklığının ortaklarının elindeki payları geri almak gibi bir taahhüdü yoktur[12]. Ancak günümüzdeki durum incelendiğinde, SPK. ‘nun 35. maddesi uyarınca yatırım ortaklıklarının sadece anonim şirket olarak kurulabilmeleri, TTK uyarınca sabit sermayeli olarak düzenlenen bu şirketlerin sadece “kapalı türde” düzenlendiği sonucuna ulaşmamızı sağlıyor.

3 – Yatırım Fonlarından Farkları
Yatırım ortaklıkları ve yatırım fonları arasındaki ortak noktalar oldukça fazladır. Özellikle amaçları aynıdır. Yatırım ortaklıkları menkul değer portföyü işletmek amacıyla kurulmuş bir ortaklıktır. Sermayesi, ihraç ettiği hisse senetlerinden oluşur. Aynı açıdan yatırım fonlarına baktığımızda; farklar daha net görülebilir. Yatırım fonları bir anonim ortaklık gibi şirket şeklinde kurulmazlar, sadece mal varlığıdırlar. Yatırım fonlarında hisse senedi yerine belge sahibinin fon kurucularına karşı sahip olduğu hakları taşıyan ve fona kaç pay ile katıldığını gösteren kıymetli evrak niteliğinde olan katılma belgeleri vardır.

Yatırım fonu katılma belgeleri, yatırımcılar tarafından kolaylıkla satın alınabilir ayrıca yatırımcılar çeşitli bilgi ve analizlere ulaşarak bu alımları kendileri yapabilirler. Yatırım fonları ile yatırım ortaklıkları arasındaki diğer bazı farklılıklar ise şunlardır:

a)Yatırım ortaklıkları, bağımsız ayrı bir tüzel kişiliğe sahip bir anonim ortaklık biçiminde kurulurken, yatırım fonları ayrı bir tüzel kişiliğe sahip değildir.

b)Yatırım fonu, kurucu adı verilen bir tüzel kişilik tarafından bir sözleşme çerçevesinde kurulan bir mal varlığıdır.

c)Bir yatırımcı yatırım fonuna yatırım yapmak istediğinde fon, yatırımcı için yeni katılma belgeleri çıkarır. Yatırımcı, yatırım fonundaki yatırımından vazgeçmek isterse, fon; yatırımcının katılma belgelerini geri satın almaktadır. Buna karşılık yatırım ortaklıklarının hisselerinin sayısı sabit olduğundan, yatırım ortaklığı hissesi almak ve satmak isteyen yatırımcı, bu hisseleri kendisine satacak veya kendisinden alacak başka bir yatırımcı bulmak zorundadır.

d)Yatırım fonları kural olarak kâr dağıtımı yapamaz ancak yatırım ortaklıkları yapabilir.

e)Katılma belgeleri fona geri satılarak nakde dönüştürülebilir ancak, hisse senetleri ortaklığa satılamaz sadece borsada satışı mümkündür, katılma belgeleri fon kurucularından, ATM makinelerinden alınabilir, hisse senetleri ise ancak borsada işlem yapmaya yetkili aracı kurumlarca verilen emirler ile alınabilir[13].

İKİNCİ BÖLÜM

YATIRIM ORTAKLIKLARININ İŞLEVİ, KURULUŞU YÖNETİM İLKELERİ, YAPAMAYACAKLARI İŞLER, KAR DAĞITIMI VE BİLGİLENDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

A – Yatırım Ortaklıklarının İşlevleri Ve Kuruluş Şartları

1 – İşlevleri
Yatırım ortaklıkları, küçük sermaye sahiplerine, büyük sermeyeler ile yapılabilecek makul, hesaplı ve güvenilir her türlü yatırıma kolektif olarak ortak olma imkânı vermeyi amaç edinen bir şirket türüdür[14]. Yatırım ortaklıklarının işlevi Sermaye Piyasası Kurulunun Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği’ nin[15] 4. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yatırım ortaklıklarının esaslı işlevi portföy işletmektir. İşletmek amacıyla portföy oluşturmak, yönetmek ve gerektiğinde portföyde değişiklikler yapmak, portföy işletmenin esas unsurlarıdır. Yine yatırım ortaklıkları portföyü oluştururken çeşitlendirmeye yatırım riskini, faaliyet alanlarına ve ortaklıkların durumlarına göre en aza indirmeye çalışacaklardır. Portföy yöneticileri, Menkul Kıymetlere, mali piyasa ve kurumlara, ortaklıklara ilişkin gelişmeleri sürekli izlemek ve portföy yönetimiyle ilgili olarak gerekli önlemleri almak zorundandırlar. Ayrıca devamlı portföyün değerini korumaya ve artırmaya yönelik araştırmalar yapmaları gerekmektedir.

Yatırım ortaklıklarının bu işlevlerini yerine getirebilmeleri için kabul görmüş ilkeler söyle sıralanabilir:

  • Riskin dağıtılması ilkesi
  • Portföyün uzmanlarca yönetilmesi ilkesi
  • Müşterek Sermaye ilkesi (Portföyün halktan toplanan sermaye ile oluşturulması)[16]

Riskin dağıtılması ilkesi yatırımın mümkün olduğunca farklı işletme ve yatırım araçlarına yapılarak yatırım riskinin en aza indirilmesini ifade etmektedir. Bu ilke SPK. ‘da yatırım fonları için düzenlenmiş olmasına rağmen, yatırım ortaklıkları için düzenlenmemiştir. Ancak, Sermaye Piyasası Kurulu ‘nun Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği ‘nde (m.4/b) “yatırım ortaklıklarının portföy çeşitlendirmesiyle yatırım riskini, faaliyet alanlarına ve ortaklıkların durumuna göre en aza indirecek bir biçimde” dağıtılacağı ifade edilmiş ve yatırım ortaklıkları yönünden de riskin dağıtılması ilkesinin söz konusu olacağını düzenlemiştir[17].
Yatırım ortaklıklarında yönetilecek portföyden azami gelir elde edilmesi ve yatırım ortaklığının işlevinin yerine gelebilmesi için bu portföyün yatırım yapma ve portföy yönetimi konusunda uzmanlarca yönetilmesi gerektiği açıktır.
Yukarıda belirtildiği gibi, yatırım ortaklıkları ile büyük sermayenin avantajlarından yararlanılması esası söz konusudur. Bu amaç ile küçük yatırımcıların yani halkın parasıyla yatırım yapılması ve bunun riskin dağıtılması ilkesine göre uzmanlar tarafından yönetilmesi söz konudur.

2 – Kuruluş Şartları
Hukukumuzda yatırım ortaklıklarının “kuruluş ve faaliyet şartları” SPK. ‘nun 36. maddesi ile ve bazı “kuruluş şartları”, Sermaye Piyasası Kurulunun Yatırım Ortaklıklarına ilişkin Esaslar Tebliği’ nde düzenleme bulmuştur. SPK.’ nun 36. maddesi ve YO-Tebliğinin 5 maddesi kimi yerde aynı kimi yerde birbirini tamamlayan hükümlerle konuyu düzenleme yoluna gitmiştir. SPK. ‘nun “Yatırım Ortaklıklarının Kuruluş ve Faaliyet Şartları” başlıklı 36. maddesinde ve YO-Tebliğinin 5 maddesinde yatırım ortaklıklarına kuruluş ve faaliyet izni verilmesi için belirlenmiş “ortak” şartları her iki hüküm de dikkate alınarak sıralamak gerekirse:

  • Yatırım ortaklıklarının kayıtlı sermayeli[18] olarak anonim ortaklık şeklinde kurulmaları,
  • Hisse senetlerini halka arz etmek üzere kurulmaları,
  • Ticaret unvanlarında “Yatırım Ortaklığı” ibaresinin bulunması,
  • Portföy işletmeciliği faaliyetinde bulunmak üzere Kurul’a başvurmuş olmaları
  • Başlangıç sermayelerinin Kurulca belirlenen miktardan az yani 100.000 YTL den az olmamalı,
  • Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması,
  • Esas sözleşmelerinin bu Kanun hükümlerine uygun olması,

·Kurucuların müflis olmadığının ve yüz kızartıcı bir suçtan dolayı hükümlülüklerinin bulunmadığının tespit edilmiş olması gerekir.

Gerek SPK. gerekse YO-Telliğinin kuruluşa ilişkin düzenlemelerinden şu sonuçlar çıkarılabilir:

  • Yatırım ortaklıklarının faaliyetleri Sermaye Piyasası Kurulu’ nun iznine tabidir.
  • Yatırım ortaklıkları ancak TTK. ‘nun 269. maddesi uyarınca anonim şirket olarak kurulabilirler. Bu düzenleme ile ortaklar şirkette “pay sahibi” sıfatı kazanırlar.
  • Kurucularının müflis olmaması ve SPK. ‘m. 36 ‘ da sayılan suçlardan birisinin işlememiş olması aranmaktadır.
  • Şirketin ticaret unvanında “yatırım ortaklığı” ibaresinin geçmesi, ana sözleşmesinin SPK. hükümlerine aykırı olmaması gerekmektedir.
  • SPK. da kurucularda aranan şartlarda, işlenmemesi gereken suçlar tek tek sayılır iken, Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde sadece “yüz kızartıcı suçların işlenmemiş olmasından bahsedilmektedir. SPK. daki bu konuya ilişkin düzenlemenin 08.02.2008 tarihli bir kanun değişikliği ile yapılmış olması, bu konuda kanuna itibar edilmesi gerektiği sonucuna ulaşmamıza sebep olmuştur.

Yatırım ortaklıklarının kuruluş işlemleri de Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde düzenleme bulmuştur. Buna göre tebliğin,

  • 6. maddesinde kuruluş işlemleri,
  • 7. maddesinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan İzin Alınması
  • 8. maddesinde Hisse Senetlerinin Kayda Alınması İçin Kurul’a Başvuru
  • 9. maddesinde Kurul’da İnceleme, Faaliyet İzninin Verilmesi ve Kayda Alma gibi konular devamındaki maddelerde de düzenleme bulmuştur.

B – Yatırım Ortaklıklarının Yönetim İlkeleri Ve Yapamayacakları İşler

1 – Yönetim İlkeleri
SPK. ‘nun 36. maddesinde Yatırım ortaklıklarının yönetim ilkelerinin kurul tarafından düzenleneceği belirtilmiştir. Kurul da, Yatırım Ortaklıklarına İlişkin Esaslar Tebliği ‘ni yayınlayarak, 18. maddesinde yatırım ortaklıklarının tabi oldukları yönetim ilkeleri oldukça ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş bulunmaktadır. Buna göre tebliğin düzenlemesi ile özetle, yatırım ortaklıklarının;

  • Bir yatırım aracına yapabilecekleri azami yatırım oranları, yatırım araçlarının azami sınırları aşması halinde elden çıkarılması gereken süre,
  • Yatırım ortaklıklarının borçlanma senedi ihraçlarına ilişkin vade süresi ve şartları,
  • Yatırım ortaklığının faaliyetinin getirdiği gerekliklere ve aktif toplama oranla sahip olunabilecek gayrimenkul miktarı,
  • Yatırım yapılacak kıymetlerin alınış şekli ve alınış yerine ilişkin zorunluluklar,
  • Kıymetlerin alım satım fiyatlarının rayice göre belirlenmesi gerekliliği,
  • Portföydeki varlıkların rehin veya teminat gösterilememesinin istisnası,
  • Yatırım ortaklıklarının portföylerine yabancı kıymet alabilmelerinin şartları
  • Altın ve kıymetli madenlere yapılabilecek yatırıma ilişkin sınırlamalar,
  • Vadeli işlem piyasalarında yapabilecekleri işlemler ve bunların sınırlamaları şeklinde düzenleme bulmaktadır.

2 – Yapamayacakları İşler
Yatırım ortaklıklarının yapamayacakları işler SPK. ‘nun 36. maddesinin verdiği yetki ile Sermaye Piyasası Kurulu ‘nun “Yatırım Ortaklıklarına ilişkin Esaslar Tebliği” nin 17. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden yatırım ortaklıklarının;

  • Ödünç para vermeleri yasaklanmıştır. “Ödünç Para Verme İşlerini” düzenleyen KHK’deki işleri yapamayacakları ve yetkileri kullanamayacakları, banka veya finans kurumu gibi davranarak kredi verme faaliyetinde bulunamayacağı,
  • Bankalar Kanunu’ nda bankalara tanınmış olan mevduat toplama işini yapamayacakları ve mevduat toplama anlamına gelecek faaliyette bulunamayacakları,
  • Doğrudan ticaret, sanayi faaliyet, ve tarım yapamayacakları
  • Aracı kurumların yetki ve sorumluluklarına giren “aracılık faaliyetinde” bulunamayacakları düzenlenmiştir.

Bu düzenleme ile yatırım ortaklıklarının çeşitli düzenlemeler ile başka ticari kurumların yetkilendirildiği konulara girişmesinin önünün kapatılmak, sektörlerde yaşanacak yetki karmaşanın önüne geçilmek istendiği, yatırım ortaklıklarının direkt olarak ticaret, sanayi faaliyeti ve tarımla uğraşmasının yasaklanmak istendiği böylece yatırım ortaklıklarının esas faaliyetleri olan “portföy yönetimi” işine yoğunlaşmasının sağlanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.

C – Yatırım Ortaklıklarının Kar Dağıtımı Ve Bilgilendirme Yükümlülüğü

1 – Kar Dağıtımı
Yatırım ortaklıkları, halka açık anonim ortaklık olduklarından, kar dağıtımı konusunda öncelikle SPK. ‘nun “Temettü ve Bedelsiz Payların Dağıtım Esasları” başlıklı m. 15 hükmü ve bu madde uyarınca, Sermaye Piyasası Kurulunca çıkarılan tebliğ ile düzenlenmektedirler. SPK. ‘nun adı geçen maddesi uyarınca da Sermaye piyasası Kurulu tarafından, Seri:IV No:27 “Sermaye Piyasası Kanunu ‘na Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtmalarında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliğ”[19] yayınlanmıştır.

Ancak yatırım ortaklıklarının “hisselerinin şekli ve kar dağıtım zamanları” na ilişkin düzenleme, YO-Tebliği ‘nin 25. maddesinde düzenlenmiştir. Bahsedilen tebliğ hükümlerinin incelenmesinden, YO-Tebliği ‘nin 25. maddesi hükmünün konuyla ilgili diğer tebliğlerin hükümlerini aynen tekrar eden bir özelliğe sahip olduğu anlaşılmaktadır[20]. YO-Tebliği ‘nin 25. maddesi “Hisse Senetlerinin Şekli ve Kar Dağıtım Zamanı” başlığı altında, karın hesaplanması esasları düzenlenmiştir. Buna göreŞirket’in kârı; portföyündeki menkul kıymetlerin alım satımından oluşan kâr, değer artışından kaynaklanan gelir ile faiz, temettü ve benzeri gelirlerin toplamından, amortisman, değer azalışından kaynaklanan giderler ve genel yönetim giderleri gibi giderlerin düşülmesinden sonra bulunan tutardır. Aynı maddede, karın dağıtılmasına ilişkin olarak bunun SPK. ‘nun 15 maddesine ve kurul tebliğlerine uygun olarak, kıstelyevm[21] esası uygulanmaksızın mevcut payların tamamının eşit şekilde kâr payından yararlanacağı düzenlenmiştir.

Ayrıca, Sermaye Piyasası Kanunu ‘na Tabi Olan Halka Açık Anonim Ortaklıkların Temettü ve Temettü Avansı Dağıtmalarında Uyacakları Esaslar Hakkında Tebliğin 5. maddesinin ikinci fıkrasında karın hesaplanmasıyla ilgili olarak yatırım ortaklıklarının dağıtılabilir karının hesaplanmasında gerçekleşmemiş sermaye kazançlarının dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir.

Bu hükmün ifadesinde geçen gerçekleşmemiş sermaye kazançlarından, “değer artışları” nın anlaşılması gerekmektedir[22].

2 – Bilgilendirme Yükümlülüğü
Yatırım ortaklıklarının da dahil olduğu, sermaye piyasası faaliyetinde bulunan tüm kurumlar açısından “kamuya açıklık” ilkesi, yatırımcıları korumak açısından mevcut olan en önemli ilkelerdendir[23]. Bu amaçla gerek SPK., gerekse Sermaye piyasası Kurulu tebliğleriyle özel düzenlemeler de yapılmıştır[24]. YO-Tebliği ‘nin 28 maddesi de yatırım ortaklıklarının bilgi verme yükümlülüğünü düzenlemektedir. Bu maddeye göre yatırım ortaklıklarının aşağıda sıralanan konularda bilgilendirme yükümlülüğü bulunmaktadır:

  • Ani kuruluşun söz konusu olduğu durumlarda, üç aylı sürede oluşturulması gereken portföyün terkibi hakkında, portföyün oluşumundan itibaren bir hafta içinde kurul ve ortakları bilgilendirmek,
  • Haftalık dönemlerde menkul kıymetlerin ayrıntılı dökümünü ve portföy yapısını kurula bildirmek ve bunu ortaklık merkezinde ve şubelerde ortakların incelemesine sunarak bilgilendirmek,
  • Kamuya açıklamak ve kurula bildirmek suretiyle, usulüne uygun şekilde düzenlenecekportföy değeri tablosu ve bağımsız denetim öngörülen mali tablolar için bağımsız denetim raporu ile birlikte portföydeki menkul kıymetlerin türleri itibariyle maliyet ve rayiç bedelleriyle göstererek bilgilendirmek
  • Ayrıca kurulun ortaklığın denetimi, gözetimi ve izlenmesine yönelik olarak isteyebileceği her türlü bilgi ve belgeyi istenilmesini takip eden 6 işgünü içerisinde Kurul’a vermek suretiyle kurulu bilgilendirmek

zorundadırlar.

SONUÇ
Yapılan bu çalışmanın sonucunda, yatırım ortaklıklarının müşterek sermaye yönetmenin ve girişimde bulunmanın etkin bir yolu olduğu, yatırım ortaklığı şirketlerinin SPK. ve ilgili tebliğlerle oldukça sıkı kuruluş ve işleyiş düzenlemelerine tabi tutulduğu, yatırım ortaklıklarının halka açık şirketler olarak düzenlenmiş olmasının bu ortaklıklara ortak olmayı oldukça kolaylaştıran, borsada yatırım yapamaya alışkın veya eğilimli yatırımcıların yatırım ortaklıklarına yatırım yapmayı düşünebileceği gözlenmiştir. Ancak incelememizde, tabana yayılma ve yatırımcı sayısı olarak yatırım ortaklıklarının yatırım fonlarından daha az ilgi gördüğü, yatırım fonlarının alım satımının daha kolay olduğu, yatırım ortaklıklarını tercih edecek yatırımcının ortalama bir yatırımcı olamayacağı, yatırım yapacağı ortaklığın portföy içeriğini ve bu portföyün o günün koşullarındaki değerini ve değer kazanma eğilimini daha dikkatli ölçebilme yeteneğine sahip olması gerektiği kanaatine varılmıştır.


KAYNAKÇA

  • Nomer, F. : Yatırım Ortaklıkları, B. 2, İstanbul 2003
  • Vural, G. : Yatırım Ortaklıkları, Ankara 1978
  • Sütçü İmam Üniversitesi İnternet Sitesi :<http://www.ksu.edu.tr> Bolat, İsmet, Sermaye
  • Piyasası ve Yatırım Fonları Mevcut Durum ve Sonuç ve Çözüm Önerileri, Kahramanmaraş 2006 (Doktora Tezi Basılmamış),son yararlanma Kasım 2008.
  • Sermaye Piyasası Kurulu İnternet Sitesi : <http://wwwspk.gov.tr>, son yararlanma Kasım2008

[1] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.6.

[2] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.6.

[3] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.16.

[4]Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.32; Leifmann, R: Beteilegungs-und Finanzierungsgesellschaften 5. Auflage, Jena, 1931, s. 148, dn. 78 ‘den naklen.

[5] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.32.

[6] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.35.

[7] <http://www.spk.gov.tr> Ekim 2008.

[8] RG 31.07.1992, s. 21301 (mük.).

[9] RG 08.11.1998, s. 23517.

[10] RG 20.03.2003, s. 25054.

[11] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.18. Ayrıca bkz. Vural, G.: Yatırım Ortaklıkları, Ankara 1978, s. 73. vd.

[12] Vural, G.: Yatırım Ortaklıkları, Ankara 1978, s. 73.

[13] BOLAT, İ.: Sermaye Piyasaları ve Yatırım Fonları Mevcut Durum Sonuç ve Çözüm Önerileri, Kahramanmaraş 2006, s.32.

[14] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.6. ve ayrıca bkz. Vural, G.: Yatırım Ortaklıkları, Ankara 1978, s. 65.

[15] RG 31.07.1992, s. 21301 (mük.).

[16] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.9.

[17] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.8. ve ayrıca bkz. Vural, G.: Yatırım Ortaklıkları, Ankara 1978, s. 67. vd.

[18] Ortaklıkların, esas sözleşmelerinde hüküm bulundurmak şartı, yönetim kurulu kararı ile, Türk Ticaret Kanunu’nun sermayenin artırılmasına dair hükümlerine tabi olmaksızın çıkartabilecekleri, azami hisse senedi miktarını gösteren, ticaret siciline tescil edilmiş sermayeleridir.

[19] RG 13.11.2001, s. 24582.

[20] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.144.

[21] Gün kısıtlaması gibi bir anlamı olup, bir çeşit amortisman hesaplama yöntemidir.
Kaynak: < http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=kistelyevm>, Kasım 2008.

[22] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.146.

[23] Nomer, N.F.: Yatırım Ortaklıkları, B.2, İstanbul 2003, s.147.

[24] SPK m.16, 16/A, Sermaye Piyasası Kurulu ‘nun Seri:VIII No.39 Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Esaslar Tebliği (RG 20.07.2003, s. 25174) gibi.

Son arama kelimeleri:

  • https://www samildemir av tr/2009/02/turkiye-de-yatirim-ortakliklari/#:~:text=2 – Türleri&text=nunda ve Sermaye Piyasası Kurulu ve kıymetli madenler yatırım ortaklığı

Facebook yorumları

adet yorum

Powered by Facebook Comments

Avukat, Arabulucu Şamil Demir (LL.M, MCIArb) 1976 Yılında Ankara’ da doğmuştur. 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 2011 yılında Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk yüksek lisans programından mezun olmuştur. 1998 yılından bu yana Ankara Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır. 14.11.2013 tarihinden bu yana Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Siciline kayıtlı arabulucudur. İngilizce bilmektedir. Evli, bir çocuk babasıdır. Şamil Demir, şu kurumlara üye ve akreditedir: - Ankara Barosu (Sicil No: 13560) Türkiye Barolar Birliği (Sicil No: 43868) - Adalet Bakanlığı HİGM Arabuluculuk Daire Başkanlığı (Sicil No: 0002) - Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri Derneği (Başkan) - Chartered Institute of Arbitrators (MCIArb, Mediator Member: 36195) - International Mediation Institute, Certified Mediator Mediators Beyond - Borders International, Member World Mediation Organization, Fellow

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir