Avukatlıkta müşteri devamlılığını sağlamak

Serbest avukatlıkta karşılaşılan en büyük sorunlardan birisi müşteri devamlılığını sağlayamamaktır. Eğer anlaşmalı olduğunuz bir yada birkaç şirket ya da şahsın işleriyle yoğun olarak ilgilenmiyorsanız, avukatlık bürosunun işlemesi, devamlılık gerektiren bir insan trafiği ve talebe bağlıdır. Bu talep şu günlerde hissettiğimiz gibi piyasa şartlarına göre ve mevsimsel olarak dalgalanabilse de bir şekilde korunmak zorundadır.

Mevzuatımız gereğince uzmanlık alanımızı ve yoğun olarak uğraştığımız işleri beyan edemememiz, büromuza gelen işlerin büyük kısmını reddetmemiz ya da ilgilendiğini düşündüğümüz meslektaşımıza yönlendirmemiz sonucunu doğuruyor. Ancak karşılaşılan esaslı problem mevcut müvekkili koruyamamaktır. Avukat sayısındaki olağanüstü artış ve buna bağlı olarak yaşadığımız aşırı rekabetin bizleri olumsuz etkilediği yönündeki söylemler bir yere kadar doğrudur. Ama değerlendirilmesi gereken bir başka konu da müvekkillerimizle olan ilişkilerimizdir.

Aracımız bozulduğunda neden hep aynı servise götürürüz? İşyerimize yakın birçok banka olmasına rağmen neden hep aynı bankayla çalışırız? Birçok kuaför olmasına rağmen neden hep aynı kuaföre gideriz? Bu soruların cevabı bellidir. Çünkü bu tercihlerimizde onların fiyatları ve kaliteleri kadar yakından tanımamamız ve sevmemiz etkili olmaktadır. Dikkat ediyorsak onlara yakınlık duymamızda ve sevmemizde de güler yüzlü olmaları etkili olmaktadır. Gani Müjde ‘nin uzun yıllar sunduğu televizyon programını gülen yüzüyle şu şekilde bitirdiğini çoğumuz hatırlarız:

Gülmesini bilmeyen dükkan açmasın..!

İşte avukatlıkta da başarı ve müvekkil devamlılığı sağlamak için takınılan asık surat ve yapay ciddi tavır yerine, insanlara güler yüzlü davranmak ve güvenilirliği hiçbir zaman kaybetmemek gerekir. Diğer avukatlardan üstün olunmayabilir, hatta uyguladığınız fiyat da ortalamanın üzerinde olabilir. Ama insanların sizi tercih etmesinin sebebi güvenilirliğiniz ve güler yüzünüz olacaktır. Birçoğumuz diğerlerinden pahalı ve teknik yönden diğerlerinden üstün olmayan bilgisayarları diğer markalara göre tercih ederiz. Bunu sebebi bir sorun çıkması halinde o markanın gerekli onarımı en kısa zamanda yapacağını bilmenizdir… Çoğu firmanın milyon dolarlarca yatırım yaparak yakalamaya çalıştığı güvenilirlik müşteri sadakati işte budur.

Saygılı olmak konusuna gelince bu konudaki klasikleşmiş tavsiyeleri dinlemek bile istemeyiz. Çünkü onu zaten biliriz ve kime göstereceğimizi iyi ayırdedebiliriz (!). Çoğu avukat içten içe karşısındakine saygı göstererek ona iyilik yaptığını düşünür. Çünkü avukat saygıyı ancak onu yeterince hakedenlere gösterecektir. Ancak bu anlayış tamamen terkedilmesi gereken bir yanılgıdır. Gerek müvekkilimizle ve gerekse karşı tarafla ilişkilerimizde göstereceğimiz saygı aslında bizim işlerimizi kolaylaştıracaktır. Saygıyı karşımızdakilere iyilik olsun diye değil, kendimiz için ve bu işlerimizi kolaylaştıracağı için göstermeliyiz. Bir insanı sevmeyebiliriz ancak bu ona saygı göstermemize engel değildir. Böylece en güç görüşmeler ve pazarlıklar gösterilen saygının etkisiyle açık zihinle ve stresiz bir şekilde halledilebilecektir.

Saygı pek tanımı yapılmamış birçok davranış biçimine verilen ortak bir ad gibi görülebilir ama varlığını anlamanın ölçütü basittir. “Size saygı gösterilmesi görüldüğünüz ve duyulduğunuz anlamına gelir.” diyen William Ury, böylece saygının karşımızdakinin varlığını tanımaktan geçmekte olduğunu, bir insanı görmezden gelmenin ise bunun tam tersi olacağını, aynı zamanda aktif bir şekilde dinlemenin de bunun ikinci unsuru olduğunu anlatmaktadır. Bu iki unsur yokluğu insanları oldukça incittir ve önemsiz hissetirir fakat bu duygular aynı zamanda en az tarif ve ifade edilenlerdir. Bunun yerine karşımızdakindeki insanda sinirli davranışlar, dinlememe, göz temasından kaçınma, mantıksızca reddetme ortaya çıkacaktır. Konuyu Lev Tolstoy’un şu sözü de çok iyi anlatacaktır: “Her şeyi, anladığım her şeyi, yalnızca sevdiğim için anlıyorum.” Kısacası esirgenen saygı işimizi içinden çıkılmaz şekilde zorlaştıracaktır. İşte bu yüzden gerek müvekkillerimizle ve müvekkilimizin çıkarları için görüştüğümüz karşı tarafa yaklaşımlarımızda güleryüzlü ve “saygılı” olmak mesleki başarımz için gereklidir.

Facebook yorumları

adet yorum

Powered by Facebook Comments

Avukat, Arabulucu Şamil Demir (LL.M, MCIArb) 1976 Yılında Ankara’ da doğmuştur. 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 2011 yılında Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk yüksek lisans programından mezun olmuştur. 1998 yılından bu yana Ankara Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır. 14.11.2013 tarihinden bu yana Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Siciline kayıtlı arabulucudur. İngilizce bilmektedir. Evli, bir çocuk babasıdır. Şamil Demir, şu kurumlara üye ve akreditedir: - Ankara Barosu (Sicil No: 13560) Türkiye Barolar Birliği (Sicil No: 43868) - Adalet Bakanlığı HİGM Arabuluculuk Daire Başkanlığı (Sicil No: 0002) - Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri Derneği (Başkan) - Chartered Institute of Arbitrators (MCIArb, Mediator Member: 36195) - International Mediation Institute, Certified Mediator Mediators Beyond - Borders International, Member World Mediation Organization, Fellow

“Avukatlıkta müşteri devamlılığını sağlamak” hakkında 1 yorum var

  1. Yazinizi okunyunca dinlendim. Okumak bile tecrübe kazandırdı. Elinize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir