Meslek ustalarının dediği gibi çoğu avukat kariyerindeki gelişimini deneme yanılma yoluyla sağlamakta. Avukat çoğu zaman kendisi dışında gelişen olay ve tercihlere uyarak mesleki yönünü belirlemekte, uzmanlaşmasını ve bilgi birikimini kendisine gelen dava ve işler belirlemektedir. Bunun yanında yine deneme yanılma veya gözlem yoluyla geliştirilen tavır ve yaklaşımlarla, kendi çevresinden alabileceği ve duydukları örneklerle mesleklerini yürütmekteler. Başarılarıyla ünlenmiş avukatların büroları, çalışanları, giyimleri, konuşma tarzları kulaktan kulağa aktarılarak bazen üzerinde pek düşünülmeden şablon gibi hayatlara uygulanmakta ve bundan sonuçlar umulmaktadır.
Meslek ustalarının avukatlık kariyeri ile ilgili kazanımları herhangi bir yayına konu edilmediğinden mesleği bırakmaları ile birlikte ulaşılamaz hale gelmektedir. Ne yazık ki avukatlar deneyimlerini ve anılarını yazma ve gelecek nesillere aktarma alışkanlığına sahip değiller. Bu durumun bütün dünya ülkelerinde de böyle olduğunu düşünmemek gerekir. Amazon.com kitapları arasında “lawyer career” araması sonucunda 6.742 eserin listeleniyor olması konu hakkında “kaynak fakiri” olduğumuzun en açık göstergesidir.
Av. Ali Haydar Özkent tarafından yazılan “Avukatın Kitabı” yazıldığı 1940 yılının sosyolojik şartları ve insan ilişkileri ile birlikte düşünülmesi gereken “avukatlık kariyeri” ile ilgili ilk kitaptır. Ancak bu kitaptan sonra tecrübeli meslek mensupları tarafından kaleme alınmış, gerek mesleğin başındaki gerekse meslekte yol almış avukatlara yol gösterecek, verimliliklerini artıracak, mesleklerinin icrasında yeni bakış açıları kazandıracak bir esere rastlamak mümkün olamamaktadır. Bunun bir sebebi olarak yıllar boyunca elde edilen kazanımların tarifi ve dile getirilmesinde zorlanılan “alışkanlıklardan” oluşması gösterilebilir. Daha önce mesleki gelişim konusunda yayın takip etme imkanı bulamamış avukatlardan, mevcut fikirlere yenilerini eklemek varken “yoktan var etmelerini” beklemek de haksızlık olurdu.
Konu hakkında yayın araştırırken rastladığım “Hukukta ve Avukatlıkta Kariyer” kitabı bu nedenle oldukça dikkatimi çekti. İstemeden de olsa yazarının hukukçu olmadığını düşünerek ön yargılar ile yaklaştığım kitabı, yazarı Mehmet Cemil Özden‘in bir kariyer yönetimi uzmanı ve avukat olduğunu fark etmem ile birlikte daha dikkatle ele aldım. Yazarın da kabul ettiği gibi kariyer yönetimi uzmanı olarak bile avukatlık mesleği açısından aynı disiplini uygulayarak sonuçlara varmak hiç kolay değil. Yazar kitabın ilk bölümünde bireysel kariyer yönetimine ilişkin genel açıklamalarda bulunuyor. İkinci bölüm hukuk fakültesi mezunlarının seçebilecekleri meslekler ve ilerleme olanaklarını derliyor. Daha önemli olduğunu düşündüğüm üçüncü ve dördüncü bölümlerde ise; avukatlıkta mesleki gelişim ile meslekte deneyimli avukatların konu hakkındaki görüş ve önerileri yer alıyor. Avukatlık gibi uzun geçmişe ve yerleşik kurallara sahip bir mesleğe ilişkin kariyer yönetimini 125 sayfalık bir eserde ele alamayacağını kabul eden yazar, konu hakkındaki önerilerini üzerinde fikir yürütmeye elverişli başlıklar halinde kaleme almıştır. Meslekte tecrübeli avukatların önerileri daha çok “olması gereken” yönünden ve meslek kuralları yazmak istercesine kaleme alınmış olsalar da kitabın tamamında olduğu gibi konu hakkında bir başlangıç olması açısından değerli tavsiyeler içeriyor.
Peki öyle bir kitap olsun ki her hecesi bizden olsun, bir avukat ezikliğinde, bir avukat sabırlılığında, bir avukat keskinliğinde, bir avukat şakacılığında… Her bölümü bitmesi istenmeden, “yaşa üstad” denerek okunan… Baro seçimlerinden önce Google’da dillere yalandan dolanacak “avukat sorunu” arayan “barocuların” pek bilmediği, bilenlerin ise günahından kaçar gibi gizlediği, müstear isimle yazılmış mütevazilikte. Çoğu yerde güldüren acıklı acıklı. Koridor tozu, memur çemkirmesi, mübaşir şefkati, çaycı gülümsemesi, hakim küçümsemesi, müvekkil zılgıtı, kira derdi, duruşma çilesi içeren akıcı bir kitap… Böyle bir kitap var meslektaşlarım. Kadir Şinas‘ın “Avukat Olacaktı Muhterem” ini okumalısınız. Hissedip de yanamadığınız dertlerimizin, boş viteste kaçar gibi yokuş aşağı giden ama dur diyeni olmayan mesleğimizin, teşhislerle dolu, 3. baskısını yapabilmiş, “hasta dosyası”, doktor bekleyen… Her üreten, koşturan, çabalayan avukatın kısa anlarda içinden sayıkladığı konuları bu kitapta bulacağına inanıyorum.
Tarafımdan kaleme alınan Avukatlar İçin Müzakere Yetenekleri adlı kitapta özellikle zorunlu arabuluculuğun bir yargı reformu ögesi olarak ciddi bir şekilde dillendirildiği şu günlerde, bu yeni ve esaslı değişime onun gerektirdiği üstün müzakere yetenekleriyle donanarak hazır olmalıdırlar. Ayrıca arabuluculuk sisteminin etkisiyle gelinecek ileri aşamalarda, tarafların arabulucu olmaksızın doğrudan müzakere etmeyi tercih edecekleri “uzlaşma sağlama” (Av. K. m. 35/A) gibi farklı ve daha avantajlı uyuşmazlık çözüm yöntemlerine olan ilgi de artacaktır. Yaşanacak bu keskin dönüşüme uyum sağlayabilen avukatlar davaya nazaran çok kısa sürede çözüme kavuşacak uyuşmazlıklar sayesinde daha çok kazanç elde edebilir, mesleki tatmin yaşayabilirler Ancak uyuşmazlıkların duruşma salonu yerine masada müzakere edilerek çözüme kavuştuğu dönemde, cübbesini çıkarıp müvekkilinin yanına oturmayan avukatlar ne yazık ki ciddi kayıplarla karşı karşıya kalacaklardır. Bahsedilen kaygıları avukatların yararlanabileceği bir müzakere yetenekleri kitabı sunarak hafifletmek niyetiyle ortaya çıkan bu çalışma, daha önce iki baskı yapmış olan Avukatın Uzlaşma Sağlama Yetkisi adlı kitabımın, maddi hukuka ve usul hukukuna ilişkin bölümlerini çıkarmak, kavramlar ve başlıkları yeniden düzenlemek suretiyle hazırlanmıştır.
Yine tarafımdan kaleme alınan Avukatın Uzlaşma Sağlama Yetkisi adlı çalışmada uyuşmazlık taraflarının uzlaşma sağlama yoluna karar vermesinden; uzlaşma tutanağının imzalanması, icra takibine konu edilmesi ve muhtemel itiraz ve iptal taleplerine kadar olan hukuki sürece ilişkin bütün ihtimaller değerlendirilmiştir. Uygulamada ortaya çıkabilecek sorunların tespitinden ziyade uygulayıcılara yol gösterecek önerilerde bulunmaya çalışılmıştır. Doktrinde var olan görüşlerin aktarılmasıyla yetinilmeyerek uygulamayı olumsuz etkileyen eksiklikler ele alınmış ve düzenleme önerileri getirilmiştir. Bu açıdan çalışmamız avukatlık hukuku, borçlar hukuku, medeni usul hukuku ve icra iflas hukuku alanlarına giren konularda maddi hukuk ile cebri icranın, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarıyla hukuk biliminin iç içe geçtiği bir kapsama ulaşmıştır. Bir yenilik olarak çalışmada, uzlaşma sağlama yöntemiyle birlikte hangi uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin uygulama bulabileceği üzerinde durulmuş; avukatın müvekkilini uzlaşma sağlamaya yönlendirmesinden başlayarak, uzlaşma sağlama yoluna başvurma kararı alınması, müzakereye hazırlık süreci, uzlaşma sağlamada karşılaşılabilecek müzakere yaklaşımları, bunlardan yararlı ve zararlı olanlar ile avukatların uzlaşma sağlama sırasında kullanabilecekleri bazı temel taktikler ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Çalışmada avukatın uzlaşma sağlama yetkisinin kapsamı ve ilam niteliğini ilgilendiren yayınlanmış bütün Yargıtay kararları incelenmiş ve yazım sürecinde kanunlaşan HMK ve TBK hükümleri çalışmaya dâhil edilerek bunların uzlaşma sağlamaya etkileri değerlendirilmiştir.
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments