Avukatlar görevlerini yaptıkları sırada birçok suça maruz kalabilirler. Bunlar;
- Hakaret,
- Cebir,
- Tehdit,
- Hürriyetinden yoksun bırakma,
- Mala zarar verme,
- Kasten yaralama,
- İşkence
- Kasten öldürme
- İftira,
- Suç uydurma,
olabilmektedir. Avukatlar görevlerini yaptıkları sırasında veya taşıdıkları “avukat” sıfatı nedeniyle bir suçun mağduru olmaları halinde daha iyi korunmaktadırlar. Bu halde faile verilecek ceza, bu suç bir hakime karşı işlenseydi nasıl belirlenecekse o şekilde belirlenecektir. Avukatlara karşı işlenen suçların ağırlaştırılmış hükümlere göre cezalandırılmasını Avukatlık Kanunu’nun 57. maddesi sağlamaktadır. Buna göre:
“Av.K. md. 57:
Görev Sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hâkimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır.”
Maddeden de anlaşılacağı gibi Avukatlık Kanunu ceza hükümleri açısından “hakimlere karşı işlenen suçları” kavramına atıfta bulunmuştur. Ancak TCK incelendiğinde “hakimlere karşı işlenen suçlar” ya da en genel ifadesiyle, “yargı görevini yerine getirenlere karşı işlenen suçlar” başlıklı bir düzenlemeye rastlamak mümkün değildir. Bu nedenle “hakimlere karşı işlenen suçlar” kavramını, hakimin bir kamu görevlisi olması nedeniyle, TCK ‘nun 6. maddesinde düzenlenen “kamu görevlisi” deyimi kapsamında düşünmek gerekecektir. TCK ‘nun 6. maddesine göre “kamu görevisi” deyiminden, “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi surette sürekli, süreli ya da geçici olarak katılan kişi” anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle Avukatlık Kanunundaki düzenleme, kanunlardaki kavram birliği ve kanun yapma tekniği açısından eleştirilebilir. Ancak düzenleme, ifade edilmek istenen suçların kapsamını belirlemede sağladığı kolaylık ve “hakimlere denk” bir korumadan bahsetmiş olması nedeniyle ayrı bir anlam taşımaktadır. TCK nda genel sistematikten ayrı olarak sadece işkence suçunu düzenleyen TCK 94/b maddesinde, suçun avukata karşı işlenmesi hali ayrıca düzenlenmiş olup bundan başka avukata ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Kamu görevlilerine karşı işlenmesi nedeniyle, hakimleri ve dolayısıyla avukatları hedef alabilecek suçlar ve artırımlı cezaları TCK nda şu şekilde düzenlenmiştir:
- TCK m. 82/g – Yerine getirdiği görev nedeniyle kamu görevlisini öldürme suçu – müebbet ağır hapis cezası verilir.
- TCK m. 86/c – Yerine getirdiği görev nedeniyle kamu görevlisini yaralama suçu – bir yıldan üç yıla kadar verilebilecek ceza yarı oranında artırılarak belirlenir.
- TCK m. 94/b – Görevi dolayısıyla Avukata ve kamu görevlisine işkence suçu – sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir.
- TCK m. 109/c – Yerine getirdiği görev nedeniyle kamu görevlisini hürriyetinden yoksun bırakma suçu – bir yıldan beş yıla kadar verilebilecek ceza bir kat artırılarak belirlenir.
- TCK m. 125/3/a – Yerine getirdiği görevinden dolayı kamu görevlisine hakaret suçu – cezanın alt sınırı bir yıldan az olmamak üzere bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir (Kamu davası).
- TCK m. 152/g – Sona ermiş olsa bile yerine getirdiği görevinden dolayı, öç almak amacıyla mala zarar verme suçu – bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.
- TCK m. 265/1 – Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanma suçu – altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
- TCK m. 267 – Avukat hakkında yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için hukuka aykırı bir fiil (iftira) isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- TCK m. 271 Avukatın işlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Avukatlık Kanunu’nun 57. maddesi düzenlenirken, avukata karşı işlenen suçun “hakimlere karşı işlenmiş” gibi cezalandırılabilmesi için iki kriter getirilmiştir. Bu kriterler:
- Suçun avukatın yaptığı görev sırasında
- Suçun avukatın yaptığı görevden dolayı
işlenmiş olması gerekliliğidir. Ancak burada belirlenmesi gereken konu; avukatın ne zaman görev yapıyor sayılacağı ve hangi hallerin görevi dolayısıyla suçun mağduru olmasına neden olabileceğidir. Avukatlık Kanunu ‘nun 1. maddesi uyarınca Avukatlık, kamu hizmeti olma yanında bir serbest meslek olarak düzenlenmiştir. Avukatlığın serbest meslek olarak düzenlenmesi onun mesai saati kavramının kapsamı içerisinde değerlendirilmesini engellemektedir. Çünkü avukat görevinin gerekliliklerine göre günün her saatinde mesleğini icra edebilecektir. Ayrıca avukat mesleğini sadece bürosunda ya da adliyede değil, işi ile ilgili olarak gittiği her yerde gerçekleştirebilir. Bahsedilen özellikleri itibariyle avukatlık mesleği zamandan ve mekandan bağımsız olarak düşünülmelidir ve caza hükümleri buna göre yorumlanmalıdır. “Görevinden dolayı” ayrımı avukatın, suçun işlendiği anda, mesleğini icra etmiyor olmasına karşın, yaptığı avukatlık görevinden dolayı suça maruz kalması durumunu düzenleyerek, suçun kamu görevine ilişkin mesai ve mekana ilişkin düzenlemelerden bağımsız olarak ele alınması gerekliliği düzenlenmiştir.
Avukatın ve aynı kapsamda değerlendirilebilecek olan stajyer avukatın, sayılı suçlardan birinin mağduru olması halinde başlayacak soruşturmada, savcılık veya mahkeme yukarıdaki kriterlere göre avukat veya stajyerin suçun işlendiği anda, ya da suçun işlenmesine neden olan olayların gerçekleştiği sırada baroya kayıtlı olup olmadığını ve suçun görev nedeniyle ve görev dolayısıyla işlenip işlenmediğini, tüm ifadeler ve delilleri dikkate alarak değerlendirecektir. Bu hallerin varlığının tespiti halinde savcılık ilgili suçun ağırlaştırmaya ilişkin hükümlerine atıfta bulunarak kamu davasını açacak, yargılama sonunda mahkeme de aynı sonuca varırsa bahsedilen maddeler uyarınca ceza tayin edilecektir.
Avukat mağduru olduğu suçla ilgili olarak yasal olarak koruyor görünse de uygulamada durum pek yasada yazdığı gibi değildir. Çünkü avukatı suçun mağduru olmadan önce koruması gereken kolluk, hakim ve savcı için gösterdiği özeni avukatlar için göstermemekte. Avukat, görev sahasında muhtemel saldırganlarla baş başa bırakılarak, yardım çağrılarına geç cevap verilerek, kolluk tarafından yerine getirilmesi gereken önleme fonksiyonunu yerine getirilmiyor. Yasal korumadaki denklik suçun mağduru olmakla birlikte başlıyor. Ama bu kez de kanun hükmünün avukatlar ile hakim/savcıların mağduriyetlerine uygulanmasında sorunlar yaşanıyor. Bir savcıya görevi sırasında tokat atılması nedeniyle rahatlıkla tutuklama kararı veren mahkemeler, bürosunda ölümcül şekilde bıçaklanan avukatın söz konusu olduğu suçta tutuklama kararını yoğun istek ve itirazlar üzerine verebiliyor.
Son arama kelimeleri:
- https://www samildemir av tr/2009/05/avukata-karsi-islenen-suclar/
- avukat dövmenin cezası
- https://www samildemir av tr/2009/05/avukata-karsi-islenen-suclar/#:~:text=TCK m 86/c – yıla kadar hapis cezası verilir
- https://www samildemir av tr/avukat/avukat-dovmek/
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments
Üstadım öncelikle merhabalar. Benim avukata hakaret ve tehditle ilgili bir sorum olacak. Avukata karşı işlenen bu suçlardan dolayı talep edilebilecek tazminatın aynı dava içinde yani ceza davası içinde istenebilmesi mümkün müdür? Şimdiden teşekkürler.
Merhaba, 765 sayılı eski TCK m. 38’de “Emvalin istirdadından ve uğranılan zararların tazmininden başka bir şahsın veya bir ailenin şeref ve haysiyetini ihlal eden her nevi cürüm ve kabahatlerde bir güna maddi zarar vukua gelmese bile mahkeme mağdurun talebine mebni manevi zarar mukabili olarak muayyen tazminat itasında hüküm edilebilir.” hükmü vardı. Ancak yeni TCK ve CMK sisteminde böyle bir olanak yok. Şahsi haklarınızı saklı tutarak hukuk davası açmanız gerekecek. Geçmiş olsun.
Üstadım yazınız gerçekten güzel olmuş tebrikler.Beni bir müvekkil dolandırıcı bizden fazla vekalet ücreti aldı diye savcılığa şikayet etti.Adalet Bakanlığı soruşturma izni vermedi.Şimdi bu müvekkile karşı cezai bir talep hakkım olur mu yukarıdaki yazınıza istinaden?
İftira suçunu – TCK m.267- oluşturabilir. Unsurlarını incelemenizde fayda var.
Hocam bir avukatla gorevi esnasında sorun yaşadık kavga ettik beni şikayet etti darp raporu aldı tutukladım bir gece nezarette tutuldum ve ertesi gün savcının huzuruna çıkarıldım. Savci bey beni tutuklatmadi. Her ay imza ve yurt dışı yasağı ile serbest kaldım. Bundan sonra ne gibi durumlar yaşanabilir başka davalarla karşı karşıya kalabiliriyim. saygilarimla