Bu başlığı iki bakış açısıyla okumak mümkün. Birincisi zaten her geçen gün daha kötü şartlarda çalışmaya ve rekabet etmeye itilen avukatlığın teknolojiye yenik düşerek iyice yapılamaz bir mesleğe dönüşeceği şeklindeki avukat bakış açısı. Diğeri ise her alanda olduğu gibi avukatlık giderlerinde de kısıntıya gitmek isteyen kişi ve kurum bakış açısı. Bu iki kesime de şunu diyebilirim. Rahat olun pek de değişen bir şey yok. Neden mi? Cevaplar aşağıda.
Yapay zekâ nedir? Avukatlık ile ilgisi nedir?
Yapay zekâ diğer bir deyişle “mantıksal analiz robotu”, bir bilgisayar veya bilgisayar kontrolündeki robotun, çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme kabiliyeti olarak tanımlanmaktadır. Avukatlık gibi yüksek muhakeme yeteneği gerektiren bir işin yüksek işlem güçlü bilgisayarlarca yapılabileceği varsayımının temelinde de bu benzerlik yatıyor.
Yapay zekâ avukatlığa neden adım attı?
Yapay zekâ çalışmaları çok eskiye dayanıyor. Yani birileri oturup da avukatlığı yapay zekâ ile yapmak için çalışmaya başlamadı. Sadece var olan işlem gücü ve çalışma şekli avukat gibi düşünebilecek ve işlem yapabilecek şekilde yeniden ele alındı. Yapay zekâ çalışmaları ile bilinen IBM hâlihazırdaki Watson adındaki yapay zekâyı esas alarak Ross adında avukat gibi düşünen bir yapay zekâ tasarladı.
Yapay zekâlı avukat (!) ne yapabiliyor?
Ross avukatların çalışma şeklini esas alarak geliştirilmeye devam ediliyor. En temel özellikleri okuma, anlama, araştırma ve sorulan sorulara hipotez üretmek olarak karşımıza çıkıyor. Bunlara ek olarak tecrübelerden sonuçlar çıkarabildiği gibi işlem yaptıkça geçmiş tecrübelerden elde ettiği kısa yollarla hız da kazanabiliyor. Yeni yasal düzenlemeler ve değişiklikleri öğrenebilen yapay zekâ, hukuki araştırmaların kısa zamanda sonuç vermesine yardımcı oluyor.
Şimdilik hangi alanlarda kullanılıyor?
Haberlere yansıdığına göre yapay zekalı avukat, ABD’nin büyük avukatlık bürolarından birinde davalara hazırlık sürecinde kullanılmaya başlanmış durumda. Tabii ki ilk etapta tüm davalar için kullanılması mümkün değil. Bu nedenle öncelikle şimdilik sadece iflas davaları için geliştirilen versiyonu kullanılıyor. Geliştiriciler Ross’un zamanla fikri mülkiyet, ceza, vergi ve iş hukuku konularında da çalışabilir hale geleceğini ifade ediyorlar.
Avukatlığın sonunu mu getirecek?
Ross’un gerçek manada ne işe yaradığını anlamaya çalıştığımızda avukatlık bürosunun icra biriminde çalışan avukatların “işlerinde yardımcı olduğunu” anlıyoruz. Yani Ross basında pompalandığının aksine avukatların yerine geçip, hatta onları işlerinden edip bir anlamda mesleğin sonunu getirmiyor. Buraya kadar anlattıklarımdan biz zaten benzeri programları kullanıyoruz diyenleri duyar gibiyim. İşte bildiğiniz dava-büro yönetim, içtihat ve icra programının o verileri daha iyi işleyerek daha güzel sonuçlara daha kısa zamanda ulaşmanızı sağlayacak yapay zeka ile buluştuğunun düşünün. Olan tamamen bu; Ross’u kullanan ve onun yardımından yararlananlar ise avukatlar. Ross’tan ne isteneceğini düşünmek ve belirlemek ise hala avukatların işi… Öte yandan sözlü sorulara sözlü ve net cevaplar verebilen Ross’un diğer bir zayıf noktası ise belgeleri taramadan kullanılamaması. Konuya ilişkin haberlerde “bir avukatın yaptığı hemen her işi yapabiliyor” gibi iddialı ifadeler kullanılsa da yapay zekanın henüz avukatların yaptığı pek çoğu şeyi yapmaktan uzak olduğu anlaşılıyor.
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments