Tanıma ve Tenfiz Davalarının Şartları Bakımından Bazı Bozma Nedenleri

Tanıma ve Tenfiz Davalarının Şartları Bakımından Bazı Bozma Nedenleri

1- Taraf Teşkil Edilmeden Tanıma ve Tenfize Karar Verilemeyeceği Halde İstemin Kabul Edilmesi

Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanıma istemlerinde ise MÖHUK m. 38 (a) ve (d) bentleri uygulanmaz. Çekişmesiz yargı kararlarının tanınması da aynı hükme tabidir. Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye’de idari bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır. Bu hükme göre, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfizdeki usule tabi olduğundan, tanıma talebini içeren dilekçenin, MÖHUK m. 39,I fıkrasında yer alan hükme uygun olarak duruşma günü ile birlikte davalıya tebliğ edilmesi gerekir. Mahkeme, HMK’da gösterilen istisnalar haricinde iddia ve savunmalarını bildirmeleri için tarafları usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremez. Yerel mahkemelerin, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya tebliğ edilmesi suretiyle taraf teşkili sağlaması gerektiği halde, bunun yerine karşı tarafa savunma imkanı sağlanmadan hasımsız olarak açılan davanın kabul ederek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı kabul edilmiş olup bozma nedeni sayılmıştır[1].

Devamını oku hakkındaTanıma ve Tenfiz Davalarının Şartları Bakımından Bazı Bozma Nedenleri

Tanıma ve tenfiz davaları

Tanıma ve tenfiz davaları

Yetki görev ve husumet Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz davalarındaki yetkili mahkeme; tanıma ve tenfiz davasındaki davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer yoksa Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilecektir. Tanıma ve tenfiz davalarında yetki kamu düzenine […]