Her adliyenin çevresinde arzuhalcilere rastlamak mümkündür. Bu o kadar kanıksadığımız bir görüntüdür ki, neredeyse kültürel unsur haline dönüştüklerinden sebebi anlaşılmayan bir dokunulmazlıkları vardır. Bazı büyük adliyelerin karşısında işyeri kiralayanlardan, adliye kapısında yarı suçlu sesle: “dilekçe, dilekçe yazılır” diyerek birbirleriyle rekabet eden arzuhalciler, ismi gibi eski, şarkı sözlerinde adları geçen arzuhalciler…
Şahsen arzuhalcilerin maddi durumu iyi olmadığından avukata ulaşamayacak kişiler için bir seçenek olduğunu, buna ihtiyaç duyan kitlenin yapısı nedeniyle arzuhalciliğin avukatlık mesleğine doğrudan bir tehdit oluşturmadığını, bir şekilde avukatın üstlenmeyeceği işleri takip eden kişiler olarak görürdüm. Ticaretin yoğun olduğu avukatların geçim sıkıntısının nispeten daha az olduğu şehirler ve adliyeler bu nedenlerle arzuhalciliği hala tolere edebiliyor.
Ya küçük şehirler ve geri kalan binlerce ilçe? Bu şehirlerde de bürosunu ayakta tutmaya çalışan, bilgisi ve mesleğiyle para kazanmaya çalışan, bir yandan dürüstlük ve özen yükümlülüğü taşıyıp bir yandan da kamu hizmeti yapan (!) maaşsız, iki dizinin üzerinde koşturan, ayakta olduğu, sağlıklı olduğu sürece para kazanabilecek olan meslektaşlarım var. Büyük şehirlerde tolere edilebildiğinden bahsettiğim arzuhalcilik işte bu meslektaşlarımın baş düşmanı. Bir meslektaşımın yarı kızgın yarı buruk; bir arzuhalcinin, “günde 100 TL kazanıyorum” demesine kıskançlıkla karışık içerlediğini belirten e-postası beni oldukça üzdü.
Avukatlık mesleğini tek baltalayan arzuhalciler değil tabii ki, ama sokakta gördüğümüz, “dilekçe yazılır” diye seslenen, dişleri dökük, kirli sakallı, bıyıkları sigaradan sararmış, kambur yaşlı kişiler en bariz tehdit oluşturan kişilikler. 5 dk. da yarım ağızla sorulan sorularla yazılan dilekçelerden kimseye hayır gelmeyeceği, içinde birçok maddi hata barındırdığı, vatandaşın aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatlarından, reddedilen davaların çoğunluğundan yine bu köhne mesleğin sahiplerinin sorumlu olduğunu söylemek gerek. Avukat yerine arzuhalciye teslim ettiğiniz iş nedeniyle sadece o gün kendinizi kazançlı hissedersiniz. İlerleyen günlerde ise geri dönülemez bir pişmanlık.
Bu yazı kısacık olmasına rağmen bazı tepkiler çekti. Aşağıda yapılan yorumları okuyabilirsiniz. Ama “Ankara Hukuk mezunu Arzuhalciyim, askeri ücrete çalışacağıma günde 100 liraya arzuhalcilik yapmayı tercih ettim” diyen bu hukukçudan gelen mesajı ibret olsun diye buraya not düşmek istiyorum. Almanya’da taksicilik yapan hukukçu, Türkiye’de arzuhalci oldu. Bu konu üzerinde sadece avukatlar değil, artık meslek örgütüne ve meclise seçtiklerimizin de kafa yorması, çözüm üretmesi gerekiyor.
Son arama kelimeleri:
- https://www samildemir av tr/2009/05/arzuhalci-kazanir-avukat-bakar/
- arzuhalci dava dilekçesine cevap yazabilir mi?
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments
Bir cevap yazın