Her gün karşılaştığımız ticari ve istenmeyen içerikli elektronik postalar işlerini elektronik ortamda yazışarak yapmaya alışan Türk insanını da oldukça rahatsız eden bir olgu halini aldı. En çok spam üreten ülke olan ABD de yaşanan iş gücü kaybına yönelik çalışmalarda hesaplanan rakamların milyar dolarlara ulaşması, ciddi hukuki ve cezai düzenlemeler yapılmasına neden olmuştur. Yapılan düzenlemelerle spam üreten firmalar caydırıcı olabilecek yaptırımlara tabi tutularak bu konuda sıkı bir takip yürütülmesi yoluna gidilmiştir. Sonuçta da spam postalarda gözle görülür oranlarda azalış ve verimlilik artışları sağlanmıştır. Ancak spamcılar çok düşük maliyetle büyük kazanç elde ettiklerinden bu işten kolayca vazgeçmeleri mümkün olamıyor. Alınan önlemlere karşı değişik yollarla faaliyetlerini sürdürüyorlar ve sürdüreceklerdir.
Ücretsiz elektronik posta sağlayıcıları da spamla ilgili olarak ciddi yatırım ve mücadele yaparak bu oranların azaltılmasında başı çekmişlerdir. Spamla mücadele öylesine sıkı yapılmıştır ki, yararlı e-posta grupları da bundan olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu durum bizlerin topluca silmeden önce spamlar arasına beklediğimiz e-postaların düşüp düşmediğini kontrol etme ihtiyacı hissetmemize neden olmaktadır. 2006 yılında, Yahoo ve AOL ‘in spam posta gönderiminin maliyet engeline takılarak azalması amacıyla e-posta gönderiminin ücretlendirilmesine yönelik çalışmaları haber olmuştu. Hatta e-posta başına 1 cent gibi bir ücretten bahsediliyordu. Ama yaşanan sıkı rekabet şirketleri kullanıcı kaçıracak böyle bir projeden vazgeçirmiş olmalı.
Ülkemizin spam elektronik posta pazarı ise hiç tahmin edemeyeceğimiz yoğunlukta. Bu konuda caydırıcı ve etkili düzenlemelerin bulunmaması, ülkemizin elektronik ortamını tam bir spam cennetine dönüştürmüş durumda. Cisco nun hazırladığı 2008 yılı güvenlik raporuna göre Türkiye, dünya spam posta sıralamasında ABD den sonra 2. sıraya gelmiş durumda. Bu sıralamaya göre ilk 10 şöyle *:
- ABD 17.2%
- Türkiye 9.2%
- Rusya 8.0%
- Kanada 4.7%
- Brezilya 4.1%
- Hindistan 3.5%
- Polonya 3.4%
- Kore 3.3%
- Almanya 2.9%
- İngiltere 2.9%
Spam postaların içeriklerine göre yapılan sınıflandırmalara bakıldığında** aşağıdaki tablodaki çarpıcı sonuçlar ile karşılaşıyoruz:
Ürün |
Oran |
Açıklama |
Porno / Sex (Grafiksiz) |
% 34 |
Porno içerikli sitelere linkler, sex yazıları |
Sigorta Hizmetleri |
% 4 |
Ev, otomobil, sağlık ile ilgili sigorta hizmetleri |
Bitki / İlaç |
% 10 |
Ucuz ilaçlar, uyuşturucular |
Finansal |
% 13 |
Çabuk para kazanma yöntemleri |
Seyahat / Kumar |
% 3 |
Uçak biletleri, rezervasyonlar, Internet kumarhane reklamları |
Saadet Zincirleri |
% 7 |
İnsan getirdikçe kazanacaksınız konsepti |
Haberler |
% 6 |
Kullanıcıya hiçbir şey ifade etmeyen haberler |
Diğerleri |
% 8 |
Geri kalan ve SPAM gibi görünen her şey |
Porno / Sex (Grafikli) |
% 7 |
Porno resimler içeren her şey |
Şüpheli Ürünler |
% 10 |
Kırılmış yazılımlar, düzmece diplomalar vs. |
Ülkemizin ekonomik büyüklüğü ve nüfusumuz da dikkate alındığında ABD ve Rusya gibi yüksek ticaret hacmine sahip ve kalabalık ülkeler arasındaki %9,2 lik oranın ülkemizi görünen orana göre daha çok spam suçlusu ve mağduru haline getiriyor. Bu konudaki en büyük sorumluluğun internet altyapısı işletmecisine ait olduğunu söylemekte fayda var. Çünkü basit bir programla, bir kişi bile milyonlarca elektronik posta adresini spam bombardımanına tutabilecek güce sahip. Yapılacak düzenlemeler ile telekomünikasyon firmaları önleyici teknik düzenlemeler yapmaya zorlanmalı ve spam göndericilerinin gerek teknik imkânlarla engellenmesi ve gerekse haklarında yasal yaptırımlar uygulanması konusunda gerekli başvurularda bulunma yükümlülüğü getirilmelidir. Böylece ekonomik verimliliğimize ve toplumsal sağlığımıza doğrudan etki edebilecek verimlilik düşürücü ve zararlı içerikten korunma yolunda ciddi bir adım atmış olabiliriz.
Spamla mücadele konusundaki Elektronik Haberleşme Kanunu’da yapılmıştır. Kanunun 50. maddesine göre, “abonenin önceden izni alınmadan otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle doğrudan pazarlama, siyasi propaganda veya cinsel içerik iletimi gibi maksatlarla istek dışı haberleşme yapılması halinde, abone ve kullanıcılara gelen her bir mesajı bundan sonrası için almayı reddetme hakkı kolay bir yolla ve ücretsiz olarak sağlanır.” şekilinde düzenlenmiştir. Ancak bu düzenlemeye göre yapılan faaliyetten kaçınmak isteyen abonenin artık kendisine yönelik olarak kanunda sözü edilen yolların kullanılmasını engelleyebilmek ve bir daha gönderilmemesini sağlamak için reddetme hakkını kullanmak gibi bir girişimde bulunması gerekmektedir. Bu da spamla mücadelenin esas gayesi olan zaman kaybını ve verimlilik düşüşünü azaltma amacına hiç uygun bir yol değildir.
Kaynaklar:
- Serdar Kocaoğlu: www.serdarkocaoglu.com.tr
- Wikipedia spam maddesi.
Güncelleme, 04.01.2010
Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 50. maddesinin 5. fıkrasında şu değişiklik yapıldı: “Abone ve kullanıcılarla, önceden izinleri alınmaksızın otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle doğrudan pazarlama, siyasi propaganda veya cinsel içerik iletimi gibi maksatlarla istek dışı haberleşme yapılamaz. Abone ve kullanıcılara, verdikleri izni geri alma hakkı kolay ve ücretsiz bir şekilde sağlanır. Bu maddeye aykırı hareket edenlere 10 bin TL’den 100 bin TL’ye kadar idarî para cezası verilir.”
Böylece önce aboneleri rahatsız edip sonra bu rahatsızlıktan kurtulma yöntemini düzenleyen yasal yerine, önceden abonelerin izni alınmadan kendilerine istekleri dışında e-posta yollanamaması ve verdikleri izinden cayma hakkını içeren bir uygulama değişikliğine gidilmiş oldu. Bundan böyle abonelerden izin alınmadıkça bahsedilen yöntemlerin herhangi biri ile kendisine ulaşılamayacak, akine davrananlar ise oldukça yüksek para cezaları ödemek zorunda kalacak. Yasa gereğinde şikayet mercii, Bilgi Teknolojileri Kurumu olup, idari para cezaları doğrudan doğruya Kurum tarafından kesilerek tahsil edilecek. Tasarının gerekçesinde, istisna olarak esnaf-tacirlerin ticari faaliyetlerine ilişkin haberleşme ihtiyacı gözönüne alınarak ilk iletiden sonra bunu almayı reddetme hakkı sağlayan ilk sistemin kabul edildiği belirtildi.
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments
Yasal düzenlemeden ziyade, önce bu işi önleyebilecek teknik tedbirler alınmalı, yoksa yasaların etkisi bir yere kadar..
http://serdarkocaoglu.com.tr/2009/01/spam-phishing-teknikleri-ornekleri.html
Teknik tedbirleri kimse kendiliğinden, gönüllü olarak almaz… Neticede bunların hepsi ciddi yatırım ve maliyet gerektirir. ABD de de yasal düzenlemeler ve getirilen ciddi cezalar sayesinde yol katedilebildi. Yasal düzenleme tedbir alma yükümlülüğü getirmenin tek yoludur. Hafife almamak lazım…
Bizde yasal düzenlemeler ya toplumun çok ilerisinde ya da ihtiyacın çok gerisinde oluyor. Maalesef bu konu hala önemsenmiyor. Verimlilik adına yapılması gereken o kadar çok şey varken spam konusu sıralamalarda gerilerde kalıyor.
Aslında bütün bu sorunlar, tek ve kapsamlı bir bilişim kanunuyla giderilebiliyor olmalı ama maalesef yeni çıkan 5651’in ne içerik ve kapsamı belli ne de tam olarak ne istediği..
Ülkemizde her konunun olduğu gibi Spam’ın da magandası bol miktarda mevcut, gün geçmiyor ki email bankası bilmem kaç milyon e-mail adresinize mesajınızı gönderelim tarzında bir mail gelmesin, üstelik de adresleri telefonları vs. leri de var bu magandaların.
Devletin bunlara para cezası veya hapis cezası vermesi de yeterli değil, tabi ki zarara uğrayanlar maddi tazminat cezaları açabilirler, işlenen suç ile verilen ceza demokratik olmalı, mesela basit bir hesap yapalım, bu adam eğer 1.000.000 kişiye mail attıysa bu bir milyon kişinin bu maili silmesi için harcaması gereken süre 3 saniyeden yaklaşık olarak 3.000.000 saniye eder, bu da kabaca bir hesapla 850 saat eder, verilen ceza da aynı şekilde olmalıdır bu magandayı alacaksın bilgisayar başına koyacaksın önüne de işi yığacaksın devlet için yada kamu kuruluşu için 850 saat ücretsiz olarak çalışacak her gün atıyorum 2-3 saat, bakın bakalım bir daha aynı şeyi yapabilir mi.
Son zamanlarda Türk Telekom’un gün içinde yoğun e-posta yollayanların modemlerinin port 25 ‘ni kapattığını duyuyoruz. Bu çok basit ve yetersiz bir önlem. Her yoğun e-posta gönderen kişinin spam göndericisi olarak değerlendirilmesine ve aldığı hizmetin haksız olarak kesilmesine neden olacak “yargısız infaz” durumudur. Ayrıca gerçek spam göndericilerinin bu türlü önlemlerden webmail uygulamaları kullanarak kolayca dolanmaları mümkün…