Ödemeden men talimatı: Borç ödemeden kaçmanın popüler yolu

Son zamanlarda piyasadaki çeklerin büyük çoğunluğu, kendilerini “uyanık zanneden” keşideciler tarafından, bankalara verilen, “rızası hilafına elden çıkma” nedeniyle ödemeden men yasağı bildirimi neticesinde, Ticaret Kanunu ‘nun 711/3. maddesi uyarınca yazılmakta. Sıkışan ticari hayattın gereği “yokluk mertliği bozar” atasözünü hatırlatacak şekilde bu durumla çok sık karşılaşır olduk. Keşidecinin çekinin yazılacağı kaygısıyla can havliyle verdiği bu talimat ticari güveni de zedelemekte, çek hamilini de hırsız durumuna sokmaktadır.

Ödemeden men yasağının devamında hayatın olağan akışı gereği açılması gereken çek iptali davasının belirli sürede açılmaması halinde, bu çekler açısından da, aynı karşılığı olmayan çeklerde olduğu gibi “merkez bankası” nezdinde bildirimler yapılmalı ve çek yasağı prosedürü işletilmelidir. Aksi halde bu yol keşidecilerin gelecekte de başvurmaya devam edeceği bir kaçış yolu olarak kullanılmaya devam edecektir.

Çekin Ticaret Kanununun 711/3 maddesi uyarınca yazılmış olması tabii ki icra işlemlerinin başlatılmasına engel değildir. Ayrıca karşılıksız çek keşide etmek suçundan da kamu davası açılması mümkündür. Ama bu, piyasayı mağdur eden keşidecinin bankasından yeni çek koçanları almasına engel olmadığı için önlenmesi için yasal düzenleme yapılmasını gerektiren bir durum ortaya çıkarmaktadır.

Yargıtay içtihatları bu başıbozukluğu en azından cezai yönden netliğe kavuşturmak için TTK 711/3 maddesi uyarınca mahkemeden karar istenmedikçe, “Karşılıksız Çek Keşide Etmek” suçunun oluşacağına ve cezai sorumluluğun kalkmayacağına karar vererek düzenlemiştir. Bu konuya örnek olarak aşağıdaki içtihat gösterilebilir.

T.C. YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ
E. 2007/6016
K. 2007/7436
T. 18.6.2007

  • KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK ( Çekin Rızası Dışında Elinden Çıktığı Belirtilip Ödemeden Men Talimatı Verilmesi Ceza Sorumluluğunu Ortadan Kaldırmadığı )
  • ÖDEME YASAĞI ( 3167 Sayılı Yasa’nın 16/B-2. Maddesi Mahkemelerce Verilen ve Çek Bedelinin Bloke Edildiği Ödeme Yasağı Kararlarını İfade Ettiği )
  • ÖDEMEDEN MEN TALİMATI ( Keşidecinin TTK’nun 711/3. Maddesine Dayanarak Mahkemeden Karar İstemeksizin Verdiği Ödemeden Men Talimatlarının Şikayet Hakkının Doğumuna Etki Etmeyeceği ve Tek Başına Suçun Oluşumunu Engelleyemeyeceği )
    3167-1/m.16 6762/m.711

ÖZET : Çekin rızası dışında elinden çıktığı belirtilip ödemeden men talimatı verilmesi, karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. 3167 sayılı Yasa’nın 16/b-2. maddesinde belirtilen ödeme yasağı kavramı, mahkemelerce verilen ve çek bedelinin bloke edildiği ödeme yasağı kararlarını ifade etmekte olup, keşidecinin TTK.nun 711/3. maddesine dayanarak mahkemeden karar istemeksizin verdiği ödemeden men talimatlarının şikayet hakkının doğumuna etki etmeyeceği ve tek başına suçun oluşumunu engelleyemeyeceği gözetilmelidir.

Zarara uğradığı tartışmasız olan alacaklının, çeki düzenleyenin kötü niyetli tutumu nedeniyle dolandırıcılık suçu işlediğinin kabul edilerek, dolandırıcılık suçundan da kamu davası açılabileceğine ikna olan savcılıklar bu nedenle de dava açabilmektedirler.

Güncelleme 02.03.2009

28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı kanun ile;

Çekten caymayı düzenleyen29 Haziran 1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 711 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak bu konunun yeni Ticaret Kanunu Tasarısı ile yeniden düzenlenmesi beklenmektedir..

Son arama kelimeleri:

  • https://www samildemir av tr/2008/08/odemeden-men-talimati-borc-odemeden-kacmanin-populer-yolu/

Facebook yorumları

adet yorum

Powered by Facebook Comments

Avukat, Arabulucu Şamil Demir (LL.M, MCIArb) 1976 Yılında Ankara’ da doğmuştur. 1997 yılında Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden, 2011 yılında Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk yüksek lisans programından mezun olmuştur. 1998 yılından bu yana Ankara Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmaktadır. 14.11.2013 tarihinden bu yana Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Siciline kayıtlı arabulucudur. İngilizce bilmektedir. Evli, bir çocuk babasıdır. Şamil Demir, şu kurumlara üye ve akreditedir: - Ankara Barosu (Sicil No: 13560) Türkiye Barolar Birliği (Sicil No: 43868) - Adalet Bakanlığı HİGM Arabuluculuk Daire Başkanlığı (Sicil No: 0002) - Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri Derneği (Başkan) - Chartered Institute of Arbitrators (MCIArb, Mediator Member: 36195) - International Mediation Institute, Certified Mediator Mediators Beyond - Borders International, Member World Mediation Organization, Fellow

“Ödemeden men talimatı: Borç ödemeden kaçmanın popüler yolu” hakkında 3 yorum var

  1. KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANACAK !!!

    Sayın Meslektaşım, yazınıza katılmakla beraber kurunun yanında yaşın yanmaması için gerekenlerinde yapılmasını ve her ne kadar TTK 711/3’ün kötü niyetle kullanıldığı aşikar olsa da çeki çalınan keşideci için de esasen TTK 711/3 ‘ün en önemli koruyucu olduğunu unutulmamasını hatırlatmak isterim. Kanun koyucu şimdi bu hakkı da kaldırarak gerçekten çeki rızası dışında elinden çıkanı nasıl korumayı düşünüyor. Keşideciye iptal davası açma hakkını vermeyen, çalınan çekleri için ancak imza itirazları ile aylar sonra ve büyük masraflarla gerçeği ortaya çıkarabilen mağdurların durumu şimdi daha da içler açısı olacak.

    Esasen Bankaların mevcut düzenlemeler gereği zaten çek üzerindeki imzayı kontrol etmeleri zorunlu olsa da imzanın da iyi taklit edildiği çalıntı bir çeki ödenen keşideci zararını kimden alabilecektir. Bir de sahte kimlik ile TTK. 711/3 olmadığı için Bankadan parayı alabilen hırsızı bulmak neredeyse imkansızdır.

    ÖNERİLERİM:
    1- Hamiline çek kaldirilmalidir.
    2- Her ne kadar İ.İ.K. hüküm olsa da gözle görülen imzaya aykırılık durumunda Hakim hemen ve teminatsız takipleri durdurmalıdır. Eğer bu durumda imza keşideciye ait çıkarsa ağır hapis cezası ve yüksek bir imza inkar tazminatı ile ile haksız itirazlar önlenebilir.
    diye düşünüyorum.

    Paylaşmak istedim.
    Av.Y.Kerem Taştaban (istanbul)

  2. Merhaba Arkadaşlar; Ekonomik dar boğaza giren esnaf çeklerinin yazılacağı zaman hapis yatacağını bildiğinden Son Çırpınışla Para bulma peşine düşmektedir. Ve Malesef tamamen daraldığıda kendi çeklerini kırdırdırımakta. Kırdırdığı çeklerle diğer çeklerini ödüyor, bir süre bu işi devam ettirerek kurtulma umuduyla borçlarına borç katarak finansçıları besliyor. (Benim Tanıdığım esnafın çoğu bir birlerine karşılıklı çek kesip kredi kulanıyorlar) Yeni Çek tasarısında da bu çek kıran finanslar korunmak istensede en çok zarar görecek olacak finans sektörleri olacak göreceksiniz. Çünki Vadeli çek yasalaştırdınız ve insanlara para basma yetkisi verdiniz hemde bir banknota istediği miktarı yazabilme yetkisi. Sayın kanun koyucular; Her yeri sanal parayla dolduracaksınız. Dikkat! Diyorum Dikkat! Merkez bankasından daha çok para basılacak sayenizde.
    Vede Hazırladığınız Tuzağa çok daha fazla hapis yaptırınız şimdiden Hazırlıklı olun bari…

  3. Karşılıksız çek keşide etmekten dolayı keşideciye çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi ve bunu haliyle ödeyemeyeceğinden ( mevcut kanuna göre ödeyebilse çek bedelini öder ve tüm cezai yaptırımdan kurtulur zaten ) dolaylı olarak hapis cezası ile cezalandırılması bir insanlık ayıbı ve büyük ADALETSİZLİKTİR ( çeşitli sözleşmeler ,senet , fatura karşılı mal verip tahsilat yapamayanlar içinde geçerlidir bu adaletsizlik ) . Çek , senet vs gibi ödeme araçlarını Nitelikli Dolandırıcılık yapmak suretiyle kullanan şahıslar yüzünden iflas etmiş ve senelerce çekini ödemiş , istihdam sağlamış müflis kişilerde mevcut çek kanunu ile cezalandırılmaktadır. Kanun Koyucunun bu adaletsizlik getiren 3167 sayılı kanunu acilen revize etmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi bir vatan – vatandaşlık borcudur. 3167 sayılı kanuna göre karşılıksız çek keşide etmek suç olmaktan çıkarılmalı , çeklere de senet-bono vasfı kazandırılmalıdır. Yaptırımlar hiç bir aşamada hürriyeti bağlayıcı olmamalı , tüm ödeme araçlarını kapsayıp toplumda güveni sağlayabilecek şekilde yasa düzenlenmelidir. Örneğin : karşılıksız çek , senet , kredi kartı kullanmak durumlarında çek – senet ve kredi kartı kullanımının yasaklanması , yurt dışına çıkış yasağı , müflis tüccarlara adli yardım , kamu yararına çalıştırma , sanığın gelirine göre adli para cezalarının yapılandırılması ( süre sınırı olmadan ) , etkin pişmanlık , ticari faaliyet yasakları vb yaptırımlar getirilebilir. Ama hapis cezası asla. Borcundan dolayı insanı hapisle cezalandırmak hem bu borcun ödenmemesi , hem de yuvaların yıkılmasına , hiç suçu olmayan diğer aile fertlerinin perişan olmasına sebep olmaktadır. Çek-senet-kredi kartı gibi ödeme araçlarını kötü niyetli kullananlar Nitelikli dolandırıcılıktan yargılanmalı , şikayetler bu yönde olmalı ve dolandırıcılık yapanlar ve yapmayanlar ayrılmalı yüce adalet tecelli etmelidir. Ödeme araçlarını kullanarak kişi yada kurumları Nitelikli dolandırıcılık yaparak dolandıranlar En ağır hapis cezası ile cezalandırılmalıdır. Sayısı milyonlara ulaşan vatandaşımız dolandırıcı olmadığı halde ” karşılıksız çek suçundan mağdurdur. ” Aciz duruma düştüklerinden ceplerinde bırakın hukuki mücadele verecek parayı , geçinecek geliri olmayan , hem kanundan hem alacaklılardan kaçarak boğaz tokluğuna yaşamını sürdüren vatandaşlarımız vardır. Borçlarını elinde olmayan sebeplerle ödeyemeyen iyi niyetli vatandaşımız iflas ettikten sonra alacaklılara karşı can güvenliğini bile sağlayamazken birde devletimiz önünde kaçak duruma düşmekte , yuvaları yıkılmaktadır. Bu hususta sayısı milyonları aşan mağduriyetler vardır. Kesinlikle göz ardı edilmemelidir. Buna karşılık vadeli-vadesiz ödeme araçlarını kötü niyetli olarak kullananlar zaten bu hususta hukuksal önlemlerini dolandırıcılığa başlamadan almış ve bir çok insanın ticari hayatını bitirip çeklerini ödeyemez duruma getirmişlerdir. Bankalar yeni düzenlemede kolaylıkla verilen ve üzerine sınırsız tutarda rakam yazılabilen çek koçanlarından çek bedeli kadar sorumlu tutulmalıdır ki insanlar karşılıksız çekler yüzünden mağdur olmasınlar. Çekin ödeme aracı olarak piyasadaki itibarı da düşmesin. Bankalar tarafından gereken teminatlar alınmalı ( nakit blokaj – gayrimenkul – alacak temliki vs ) buna göre çek koçanı vermelidir. Ayrıca her keşide edilen çek üzerine keşide tarihide yazılmalı ve keşide tarihinde bankaya keşide edilen çek yada çeklerin tüm bilgileri ( tutarı , vadesi ,keşide tarihi ) bildirimi zorunlu tutulmalı , çek hamili bu durumu sorgulayabilir olmalıdır. Yada bankalar çek koçanlarını verdiklerinde her koçan için belirli bir limit tahsis edip buna göre uygulama yapabilir.Böylece bankalar aldığı teminatlar oranında çek kullandırabilir.Çek ibrazında da çek hesabının karşılıksız olması halinde ödemeyi bu teminatlara istinaden hamile yapabilir. Böylece çek hamilide çeki daha bankaya ibraz tarihinde korunmuş olur. Buna karşılık günümüzde karşılıksız çek davaları yaklaşık 2-3 yıl civarında sürmekle temyiz vs itirazlarla bu durum daha da uzatılabilmektedir. Davaların akabinde ise zaten çek miktarı kadar para cezası verilmekte ve haliyle aciz durumda olan sanık bu adli para cezasını ödeyemediği için hapis cezasına dönüştürülüp infazı gerçekleştirilmektedir. Kısaca “ mevcut 3167 sayılı çek kanununda ve mecliste şuan bulunan yeni tasarı taslağında hapis cezası kalkmış gibi görünse de hüküm çek bedeli tutarı kadar veya 150 bin TL gibi yüksek bir rakam ile adli para cezasına bağlandığından bu para cezasının da aciz duruma düşmüş iflas etmiş müflis kişiler tarafından ödenmesi imkansız olduğundan adli para cezası hapis cezasına çevrilmekte ve dolaylı olarak hapis cezası uygulanmış olmaktadır. Konuyla ilgili olarak karşılıksız çek keşide etmek suçundan yargılanan ve nihayetinde adli para cezalarını ödeyemediklerinden hapis cezası alan sanıkların istatistiksel net bilgileri adalet bakanlığından ve yetkili kuruluşlardan alınabilir. Bu yeni tasarı taslağını hazırlayanlar hangi ülkede yaşıyorlar… Her 4 kişiden birisi cezaevinde yada aranıyor karşılıksız çek suçundan. Adli para cezasını ödeyebilen var mı ? Çoluk çocuğu perişan olmayan kaldı mı ? Alacağını alabilen alacaklı var mı ? 3167 sayılı kanun baştan aşağıya yanlıştır. Bankaların sorumlulukları niye 475 ytl ? Sorumlulukları çek bedeli kadar olsun veya kişinin kredibilitesine göre her çek yaprağının üzerine banka “ bu çek yaprağı xxx tutara kadar bankamız güvencesi altındadır. “ şeklinde açıkça yazsın. Alacaklı olan kişi daha üst miktarda bir rakam yazılmasını kabul ederse aradaki fark için sadece icra takibi yapabilsin. Bunu düşünmek bu kadar zormu?Adalet komisyonu başkanı size buradan sesleniyorum lütfen bu yasayı tek bir kerede her kesimi ve mevcut durumu değerlendirerek tüm ödeme araçları için hazırlayınız. (…)

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iç-dış borcu olduğu ve geçmişte ekonomik krizler yaşadığı düşünüldüğünde , T.C vatandaşlarının borcu olması , iflas etmesi , çek , senet , fatura yada kredi kartı borçlarını ödeyememesi ve yapılandırmaya gitmesi, iç – dış borçlarını elinde olmayan imkanlar neticesinde çoğu zaman vadesinde ödeyemeyen devletimizin ; borçlarını zamanında çeşitli imkansızlıklar yüzünden ödeyemeyen vatandaşını ( çekini , senedini , kredi kartını , kirasını , faturalarını ) gayet normal karşılaması ve ona bu hususta yardımcı olması gerekir.

    Devletimizin karşılıksız çek suçundan mağdur , dolandırıcılık yapmamış aciz durumda insanları bırakın hapisle cezalandırmasını , borçlunun borcunu ödeyebilmesi için uzlaştırıcı rol izlemesi ve borcu olan vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlaması kaçınılmaz hale gelmiştir. Konuyla ilgili bir çok onurlu , gururlu insanın bunalıma girerek intihar ettiği haberleri hızla artmaktadır. Aciz duruma düşen ve borçlarını ödeyemeyen , dolandırıcılıkla hiç bir ilgisi olmadığı halde karşılıksız çek davaları yüzünden hüküm giyen tüm müflis iş adamları şuanda ceza evlerinde tecavüz , cinayet , dolandırıcılık , terör vs suçlardan hüküm giymiş suçlularla aynı koğuşlarda birlikte cezaları çektirilmekte bu yolla topluma yeniden kazandırılmaya çalışılmaktadır. İnsanların borcundan dolayı hürriyetinin bağlanmaması gerektiğini düşünen tüm vatandaşlarımızın ve ülkemizin bir sevdalısı olarak mecliste yeni tasarı taslağı bulunan 3167 sayılı kanunda yapılan büyük hataların ( karşılıksız çek keşide etmenin , para cezasıyla cezalandırılması ve bunun öde-ne-me-di-ğin-de dolaylı yoldan hapis cezasına dönüştürülmesi gibi… ) tekrar etmemesi ve iflas eden müflis insanlarla , dolandırıcılıktan yargılanması gereken dolandırıcıların karıştırılmaması , bu hususta mağdur olmuş ve ödeme imkanları 3167 sayılı yasa ile dolaylı yoldan hapis kararı ile elinden alınmış , dolandırıcılık ile alakası olmayan tüm çek mağdurlarının adına bu hususu tarafınıza ve ilgili makamlara bildirmeyi bir vatandaşlık görevi olarak görüyorum.

    Bu hususta alacaklı pozisyonunda olanlarda unutmamalıdır ki karşılıksız çekten hapis cezası aldırmak müflis insanları mahkum ettirmek zaten aciz duruma düşmüş bu insanların borçlarını ödemelerini engellemektir. Ayrıca alacaklılara karşı kin , nefret ve beddua olarak dönecektir. Unutmayınız ki çeklerini elinde olmayan nedenlerden dolayı ödeyememiş insanlarda dolandırılmış ( karşılıksız çek ile mal/hizmet vermiş ), ihanete uğramış ve aciz durumdadırlar.

    Yasa koyucumuzun bu soruna acil olarak bir çözüm bulmasını temenni ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir