Bu yazıda ileri sürülen düşünceler şimdiye kadar karşılaştığım evlilik uyuşmazlıklarındaki gözlemlerime dayanmaktadır.
Hiç kimse bir gün boşanacağını düşünerek evlenmez…
Aileler tarafından kabul görmüş, ekonomik sıkıntıları olmayan, sağlıklı çocukların yetiştiği, sevginin hakim olduğu bir aile, eşleri evlenmeye ve birlikte bir hayat sürmeye motive eden nedenlerden bir kaçıdır.
Sanılanın aksine evlilikteki huzursuzluklar iki-üç yıllık bir süreden sonra olduğu kadar evliliğin ilk aylarında bile ortaya çıkabilmektedir. İlk aylarda çıkan sorunların genellikle evlilik kararının acele alındığı ya da evliliğe ailelerin karar verdiği durumlarda ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Birbirini tam olarak tanıyamamış, benimseyememiş eşler, bir çatışma sarmalı içinde boğularak içine düştükleri hayal kırıklığı ve depresyondan acilen boşanarak kurtulmak isteyebilmektedirler.
Eşlerin sosyal ve ekonomik durumları, evlilikte çıkan sorunların çeşitliliği ve türünü de değiştirebilmektedir. Ekonomik problemi olmayan bir evlilikte sosyal ve kültürel uyumsuzluk, ekonomik problemi olan evliliklerde ise zorunlu ihtiyaçların zor karşılanması ve geleceğe ilişkin beklentilerdeki umutsuzluk boşanmaya zemin hazırlayabilmektedir.
Karar Anı…
Boşanma kararı genellikle aniden alınmış bir karar gibi görünür. Ama aslında aylar ve hatta yıllarca süregelen ve ertelemeler ile uzamış bir maziye sahiptir. Boşanmaya zaten karar vermiş bir eş en güncel çatışmayı boşanma sebebi olarak kullanabilir. Bu durumda görünür sebep etrafında şekillenecek boşanma süreci ve boşanma davası çok yüzeysel ve gerçek sorunları yansıtmayan bir girişim olacaktır. Bununla birlikte eş, uzun zamandır ertelediği boşanma kararını ortada görünür hiçbir sebep yokken de vermiş olabilir. Verilecek boşanma kararına çevre ve ailenin de olumlu ya da olumsuz etkileri olduğu düşünüldüğünde sonuçta bu karar eşlerin oldukça baskı altında verdikleri bir karardır.
Boşanma Kâbusu…
Çoğu eşin boşanma stresi ve boşanma davası sürecini yaşamaktan çekindiği için fiilen bitmiş bir evliliği şeklen sürdürdüğüne tanık oldum. Böyle bir tercihe genellikle boşanmadan etkilenmesi çekinilen çocukların varlığı sebep olmakta ve hatta ekonomik çıkarlar bile bu tür bir birlikteliğin devamına neden olabilmektedir. Bir gözlem olarak boşanma sürecinin zorlu, maliyetli ve stresli yapısının, zaten boşanma kararını almış eşlerde aldıkları kararın uygulanmasını erteleme sonucu doğurduğu söylenebilir.
Boşanma Arabuluculuğu neye yarar…
Öncelikle arabuluculuk, “boşanma arabuluculuğu” sayesinde çekişmeli bir boşanma davasının anlaşmalı boşanma şeklinde gerçekleşmesine yarayabilir. Taraflar mahkeme önünde kendilerine yine mahkeme tarafından uygun görülecek hak ve edimler yerine, arabulucu eşliğinde kendi rızalarıyla belirledikleri hak ve yükümlülükleri düzenlenecek boşanma protokolüyle mahkemeye sunabileceklerdir. Şartlarının varlığı halinde bu şekilde gerçekleşmiş bir boşanmanın taraflara birçok yarar sağlayacağı açıktır.
Boşanma arabuluculuğu taraflara neler kazandırır?
- Boşanma arabuluculuğu sırasında eşler, birbirlerini dinleyebilecekleri ve anlayabilecekleri bir ortamda olacaklarından sürecin sonunda sorunlarını konuşarak çözüme kavuşturmuş olabileceklerinden evliliklerine devam etme kararı alabilecekler.
Eğer taraflar boşanma kararı almışlarsa;
- Boşanma arabuluculuğu sayesinde boşanma için harcanacak yargılama giderleri sadece dava açılış masrafları ve tebliğ giderleriyle sınırlı kalacaktır.
- Temyiz süreciyle birlikte 5 yıla kadar uzayabilecek boşanma süreci 2-3 aylık bir süreçte tamamlanabilecektir.
- Yargılama sırasında her iki tarafında kaybedebilecekleri arabuluculuk sayesinde en aza inecektir.
- Taraflar kendi gelecekleri hakkında kendileri karar vermiş olacaktır.
- Taraflar kendi kararları ile mahkemenin vereceği karardan daha fazla tatmin olacaklardır.
- Arabuluculukla kararlaştırılacaklar sayesinde üzerinde anlaşmaya varılan konuların tekrar yargılamaya konu olması riski azalacaktır.
- Sıkıntısız ve hasarsız atlatılacak boşanma arabuluculuğu sayesinde taraflar kendi hayatlarına daha çabuk dönebileceklerdir.
İlginizi çekebilir:
Facebook yorumları
Powered by Facebook Comments